Bir danışanım çocukluk yaralarını anlatırken şöyle demişti:
"Babam evdeydi ama babam değildi. Sanki maddi ihtiyaçlarımızı karşılayan, istediğimiz her şeyi alan bir adamdı. Baba gibi yanımızda olmasını, bizi anlamasını, bizimle vakit geçirmesini istemek bir hayaldi. Babam varken bile ben babasız bir çocuktum."
Günümüz ailelerinde benzer durumlar sıkça görülüyor. Babalar sabah işe gidiyor, akşam yorgun dönüyor; telefon ve televizyon arasında kayboluyor. Çocuk, babayı evde arıyor ama bulamıyor; sadece maddi ihtiyaçlarını karşılayan bir yetişkin var.
Anneler ise hem anne hem baba olmaya çalışıyor ve maalesef ikisini aynı anda yapmaya çalıştığı için her ikisi de yarım kalıyor. Bu denge eksikliği, çocuğun ruhunda kalıcı boşluklar bırakıyor.
Pahalı oyuncaklar, marka giysiler, güzel yemekler, tatiller, özel dersler, son model telefonlar, tabletler ve lüks mekânlar bir çocuğun kalbini doyurmak için yeterli değil. Çocuğun en temel ihtiyacı, annesinin ve babasının yanında olması, onunla ilgilenmesi ve kendisini değerli hissettirmesidir.
İyi bir anne ve baba olmak yalnızca ekonomik güvence sağlamak değildir. Çocuğun yanında olmak, onunla konuşmak, oyun oynamak, gününü paylaşmak, duygularını anlamak ve kendisini güvende hissettirmek gerçek ebeveynliktir.
Babalar ve anneler, çocuklarıyla birlikte geçirecekleri zamanın değerini küçümsememelidir. Bunun için haftanın en az bir günü “baba–kız” veya “baba–oğul” günü olarak ayrılabilir. Bu özel zaman, çocuk için paha biçilemez bir ödüldür; birlikte geçirilen birkaç saat, en değerli hatıraların ve güven duygusunun temelini atar.
Maddi rahatlık sağlamak kadar, çocuğun ruhuna yatırım yapmak da anne-baba olmanın en önemli sorumluluklarındandır.
Çocuk pahalı oyuncaklarla mutlu olmaz; onun istediği oynayacak, gülecek, konuşacak bir babadır.
Varlıkta yokluk, eksik sevgi ve tamamlanmamış bir ilgi çocuğun hayatında derin izler bırakır. Baba, sadece evde bulunan bir yetişkin değil; çocuğunun dünyasında yer alan, onun yanında olan, birlikte zaman geçiren ve duygusal olarak var olan kişidir.
Bir çocuğun kalbinde gerçek baba; varlığıyla huzur ve güven veren kişidir.
Baba çınar ağacı gibidir; meyvesi yoktur ama gölgesi hep vardır.
Ve o gölgenin altında geçirilen zaman, çocuğun kalbinde silinmez bir yer bırakır.
Çocuklar, bir babanın ya da annenin sadece fiziksel varlığını değil; gözlerinin içine bakarak onları dinleyen, duygu ve düşüncelerini önemseyen bir yetişkinin sevgisini ister.
Psikolojik olarak bu yakınlık ve güven duygusu, çocuğun özsaygısını, duygusal dayanıklılığını ve hayata güvenle bakabilme yetisini inşa eder. Varlıkta yokluk yani evde bulunup duygusal olarak uzak kalmak, çocukta derin bir eksiklik ve boşluk hissi yaratır.
Gerçek bir anne ve baba, çocuğunun ruhuna dokunandır.
Çünkü iyi ebeveynlik, çocuğun maddi değil, duygusal dünyasını zenginleştirmektir.
Bu zenginlik, ömür boyu sürecek bir bağ ve güven kaynağıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: