Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman'dan önemli uyarılarda bulundu
10 yıldır Bahçelievler'de hizmet veren, yeni yapılanmalarla yıldızı parlayan JFK Hastanesi modern ameliyathaneleri, modern sterilizasyon ünitesiyle, cerrahi yoğun bakım, yeni doğan yoğun bakım ve koroner yoğun bakım üniteleriyle, en son teknolojiye sahip
Yayınlanma :
28.04.2010 20:20
Güncelleme :
28.04.2010 20:20


10 yıldır Bahçelievler'de hizmet veren, yeni yapılanmalarla yıldızı parlayan JFK Hastanesi modern ameliyathaneleri, modern sterilizasyon ünitesiyle, cerrahi yoğun bakım, yeni doğan yoğun bakım ve koroner yoğun bakım üniteleriyle, en son teknolojiye sahip tıbbi ekipmanlarıyla, yeni açılan böbrek ve kalp nakli bölümleriyle hizmet portföyünü arttırıyor.
Kalça ve diz protezi ameliyatlarında da hastaların tercih noktası olan JFK Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü ortopedistyenlerinden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, Gazete365 okuyucularına önemli bilgiler sundu. Kemik kireçlenmesinden, bel fıtığına, topuk dikeninden, kemik tümörlerine kadar birçok hastalığın tanısı ve tedavisi hakkında bilgi veren Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, “Bu kadar hastane ve doktorun arasında hala kırıkçıya, çıkıkçıya gidenlerin olması dikkat çekilmesi gereken bir nokta” diyerek, önemli uyarılarda bulundu.
EN İYİ PROTEZLERİ KULLANIYORUZ
‘Ağrı çekiyorum, yatağımdan kalkamıyorum, merdiven inip, çıkamıyorum, diyen hastalarda çektiğimiz röntgenlerle protez ameliyatı olması gerekiyor diyorsak, bundan kurtuluş yok' diyen Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman şunları söyledi: “Hastamızın röntgeni çekiliyor, tahlilleri yapılıyor. Anestezi, kardiyoloji ve dahiliye doktorlarımız görüyor ve onay verdikleri hastalarımızı ameliyata alıyoruz. Ameliyattan sonra hastamızı 24 saat yatağından kaldırmıyoruz. Ertesi gün yürüteçle yürütüyor, 5-6 gün hastanemizde misafir ediyoruz. Burada nasıl yürüyeceğini, nasıl kalkacağını, nasıl hareket edeceklerini gösteriyoruz. Kalça ve diz protezi ameliyatı, hastanın damarı, siniri, bağı, kasları korunarak, kemik yapının düzensiz yüzleri değiştirilip, yapay eklem oluşturulmasıdır. Hastanemizde, şu an dünyada kullanılan en iyi protezleri kullanıyoruz. Yaklaşık 15 yıla kadar ömürleri var. Protezler yıpranırsa, gevşerse tekrar ameliyat yapıyoruz.”
AĞRISIZ, KİMSEYE BAĞLI KALMIYORLAR
‘Hastalarımız, özellikle yaşlı hasta gurubunda yani osteoporoz ve menopozdan sonra çok sık görülen kalça ve diz ağrıları ile bizlere başvuruyorlar' ifadelerini kullanan Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, “Tedaviyi çektiğimiz röntgenlerden sonra ilaç tedavisinden, fizik tedavisine ve ameliyata kadar değişik yöntemlerle gerçekleştirebiliyoruz. Kalça ve diz protezi ameliyatları. 55-56 yaşında, osteoporoz ve menopoza giren hastalarda, erken teşhis ile ameliyat öncesi tetkiklerini yapıp, ameliyatı mümkün olduğunca ötelemeye çalışıyoruz. Amacımız ilaçlarla, fizik tedavi ile, kilo verme ile 60-65 yaşına kadar idare etmesini sağlamak. Daha sonra gerçekleştirdiğimiz kalça ve diz protezi ameliyatlarıyla, hastanın bundan sonraki hayatında ağrısız, sızısız, kimseye bağlı kalmadan, işini gücünü kendisinin yapabilmesini sağlamak. Erken teşhisle de tek dize yapılan protezin büyük önemi var. Çünkü, hasta sorun olan dize basmayınca, sağlam olan dize yükleniyor. Biz istiyoruz ki, hem sorun olan diz düzelsin, hem de sağlam olan diz ileride sorunlu hale gelmesin.” Dedi.
HASTA DOKTOR İLETİŞİMİ ÇOK ÖNEMLİ
Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, “Apandisit ameliyatının riski neyse bu ameliyatların da riski o kadar Çünkü, anestezi alıyorsunuz. Bizim hastalarımız genelde yaşlı hastalar olduğu için kalp, böbrek, şeker, tansiyon sorunları var. Yoksa yaptığımız kalça ve diz protezi ameliyatlarının bir riski yok. Hastalar, çevresindeki kişilerin verdiği yanlış bilgilerle, iyileşemeyeceklerinden, daha kötü olacaklarından korkuyorlar. Bu tür ameliyatlarda doktorla iletişimini kaybeden hastalar problem yaşayabilir. Hasta, kontrole gelmez, pansuman yaptırmaz, dediğimiz gibi oturup, kalkmazsa tabii ki problem yaşar. Esas problem doktorla hastanın iletişimsizliğidir. Bu yüzden hasta ameliyat olduktan sonra kendileriyle akraba oluruz. Çünkü, bu hastanın ayaklanmasında, protezinde olabilecek sorunların takibinde her zaman onlarla beraberiz.” İfadelerini kullandı.
MİKROCERRAHİ KOLAYLIĞI
Kahraman şöyle konuştu:“Çoğu hasta beli, bacağı, ayağı ağrıdığında hangi bölümün doktoruna gideceğine karar veremiyor. Beldeki ağrı sadece itmeye, çekmeye, sinir sıkışmasına bağlı ise hastaların başvurması geren yer beyin cerrahisidir. Eğer kemikte bir kırılma, kayma, kaza ile sinir sıkışması olmuş ise kemiklerde bir mekanizma bozukluğu olduğu için bu durumda bizler, beyin cerrahisi ile birlikte çalışıyoruz. Bel fıtığı ameliyatlarından da artık korkmaya gerek yok. Mikrocerrahi tekniği ile bel fıtığı ameliyatları yapılıp, durumun ciddiyetine göre korseli ya da korsesiz olarak ayağa kaldırılıp, ertesi gün taburcu bile edilebiliniyor”
KONTROLSÜZ SPOR TOPUK DİKENİNE SEBEP OLUYOR
‘Topuk dikeni, topuğun yere bastığı alt kısımlarda oluşan gül dikeni yada akrep kuyruğu şeklinde bir kemik çıkıntısıdır' diyen Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, “Bu hastalar genelde kilolu, uzun süreli yürüyüş yapan, kilo vermek için spora başlayan kontrolsüz spor yapan kişilerde görülür. Hasta, birden yürüyüşe başladığı zaman topuğun altındaki o çıkıntı küçük küçük batmaya başlıyor. Her geçen gün batma daha da artmaya başlıyor. Böylece orada bir hasar, yara oluşmaya başlıyor. Bu yara sinirler ile iletilmeye başlandığında hasta topuğunda ağrı ve batmayla bize geliyor. Çektiğimiz röntgenlerle tanıyı koyabiliyoruz. Bunun tedavisi kilo verme. Bu da yürüyüş ile değil, diyetle beraber kontrollü sporla olmalı.” Şeklinde konuştu.
Hastanelerinde kapalı kırıkların tedavisinin 24 saat yapıldığını ifade eden Kahraman, “Kapalı kırık ameliyatları skopi dediğimiz bilgisayarlı, hareketli röntgen sistemi ile yapılıyor. Bu sistem ait iki tane aletimiz var. Hafızalı ve ameliyatın her saniyesini, kemiğin içini gösteren bir sistemdir.”dedi.
KEMİK TÜMÖRLERİNDE ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
‘Her organda olduğu gibi kemiğin de yumuşak dokusunda tümörler olabiliyor' diyen Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman , “Genelde kemik içinde kemik kisti dediğimiz, iyi huylu tümörlere rastlarız. Çocukluk tümörleri, erişkin tümörleri, yansıyan metastatik tümörler de görülmektedir. Bazıları kemiği eriten, bazıları da kemiği sertleştirip, kemik kalitesini bozan tümörlerdir. Bu tümörlerin teşhisinde röntgen, emar, tomografi, sintigrafi yöntemi kullanıyoruz. Gerekli bir ameliyattan sonra yapılacak patolojinin hastanın hayatında çok büyük önemi var. Çünkü, erken teşhis çok önemlidir. Bu tür tümörlerin tanısı konulduktan sonra ve sonuçlandırana kadar onkoloji bölümü ile beraber çalışıyoruz.”şeklinde konuştu.
HALA KIRIKÇIYA, ÇIKIKÇIYA GİDENLER VAR
Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, “Hastanemizde Sosyal Güvenlik Kurumu ile çalışmamız var. Onun dışında hastaya herhangi bir külfet çıkmaz. Hastane çok ama hastalarda hala kırıkçı, çıkıkçı bulma sevdası var. Bu hastanenin, doktorun olduğu yerde bu tür insanları nereden bulup, gidiyorlar. Bu da dikkat çekilmesi gereken bir nokta. Bu konuda insanlar bilgilendirilmeli, gerekli uyarılar yapılmalı.” diye konuştu.
Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman kimdir?
1973 İstanbul doğumlu, Gazi Üniversitesi mezunu olan Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, ihtisasını Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaptı. Yurtiçi ve yurtdışı kongrelere katılan Opr. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nden sonra yaklaşık üç yıldır JFK Hastanesi'nde görev yapıyor.
İRTİBAT: 0 212 441 41 42