Medicana Bahçelievler Tüp bebek Merkezi Direktörü Doç. Dr. Süha Sönmez ile tüp bebek alanındaki son gelişmelerle ilgili Gazete365 okuyucuları için görüştük. Doç. Dr. Süha Sönmez, Gebelik oranlarını artırmada yeni bir araç olan 'EmbryoScope', embriyoların sürekli olarak izlenmesi sağlanarak, eve bebek götürme şansını arttığını söyledi.
■Tüp bebek alanında, gebelikte başarıyı arttıran yeni bir gelişme var mı?
- Evet, yeni bir cihaz icad edildi; 'EmbryoScope' adı verilen bu cihaz sayesinde, embriyolar kamera yöntemiyle 24 saat gözlemleniyor. Bu çok yeni bir teknoloji, dünyada da çok yeni tanıtıldı. Türkiye'de sadece bazı büyük ünitelerde var, tabii bizim ünitemizde de mevcut. Bu cihazın en önemli faydası ise gebelik ve eve bebek götürme oranlarında artış sağlaması. 'EmbryoS cope' şöyle işliyor; embriyo, mikroenjeksiyon yöntemiyle hemen döllendikten sonra, bu cihazın olduğu inkübatöre yerleştiriliyor. Yerleştirildiği andan itibaren, embriyonun bölünme aşamaları tek tek tespit edilebiliyorsunuz çünkü cihaz 24 saat kayıt yapıyor. Yani, bir embriyoyu döllenme gerçekleştiği andan embriyo transferi yapılacak ana kadar canlı olarak görüntülemek, görüntüleri kaydetmek, her dakika veya saate gelişim özelliklerini incelemek mümkün. Bunun sağladığı en büyük avantaj, embriyonun tam olarak ne zaman göründüğünü tam olarak görebilmemizdir.
■ Embriyonun tam olarak ne zaman bölündüğünü bilmek neden önemli?
- Embriyolardan ilk bölüneni, en iyisidir. Bu teknolojiden önce, tüp bebek laboratuarında her bir olguya ait embriyoların gelişimlerinin ölçülmesi ve kalitelerinin değerlendirilmesi için günde ya da 18 saatte bir inkübatör dışarısına çıkarılarak özel mikroskoplar ile kontrol edilirdi. Bunun sonucu olarak, sadece embriyoların döllenip, döllenmediği bilgisine ulaştık. Ancak, şimdi bu döllenen dört embriyodan, ilk olarak hangisinin döllendiğini görebiliyoruz. Bu da daha önce belirttiğim gibi, bizi en iyi embriyoya götürüyor. İlk bölüneni transfer ettiğimiz zaman gebelik oranları artıyor, düşük oranları da azalıyor.
■ Daha sonraki aşama nedir?
- Daha sonra, yine bölünmekte olan embriyolardan bizim 'blastokist' olarak adlandırdığımız aşamaya geliyoruz. Bu aşamaya ulaşan embriyolar, en iyi embriyolardır. Yasa gereği artık belirli bir yaşın altında ve belirli denemelerden geçmiş hastalara, tek embriyo transferi yapmak zorunda olduğumuz için, onlara en iyi embriyoyu vermek istiyoruz ki hem gebelik şansı artsın hem de tutunma şansı artsın. Bunun için de EmbryoScope cihazı sayesinde hem en iyi embriyoyu seçebiliyoruz, hem de Blastokist aşamasına gelen embriyoları dondurmak, önceki kullandığımız yönteme göre daha iyi, daha verimli sonuçlar alıyoruz. Bu başarıyı artıran en iyi yöntemlerden bir tanesi.
■ Prosedüre ne zaman başladınız?
- Bu yıl başladık, yılbaşından beri bu cihaz ünitemizde. Zaten dünya çapında tanıtımı da geçen yıl olmuştu. Biz de teknolojiyi yakından takip ediyoruz; hastalarımızın iyiliği ve gebe kalma şanslarını artırabilmek için...
■ 'EmbryoScope' ile çalışmaya başladığınızdan beri, gebelikte başarı oranı ne kadar arttı?
- Yüzde 5 ile 10 oranında gebelik oranlarına etki ediyor, aynı zamanda düşük oranı da azaltıyor. Toplam baktığınızda gebelik oranı yüzde 45-50 arasında değişir, ortalama olarak. Ama hastaların eve götürme oranı yüzde 25-30 arasında değişir. Yani gebe kalanların hepsi eve bebek götüremiyor. Çünkü bunların bir kısmı düşüklerle sonuçlanıyor. Ancak biz bu cihaz sayesinde erken bölünen embriyoyu transfer ettiğimiz için düşük oranlarını azalttık ve eve bebek götürme oranlarını yükselttik. Aslında bir tüp bebek ünitesinin başarısından bahsederken, gebelik oranlarından daha ziyade eve bebek götürme oranlarına bakmak lazım. İşte bu cihaz bizim başarımızı da artırıyor.
■ EmbryoScope nasıl geliştirdi?
Bilim adamları ve mühendisler, gebelik oranlarını arttırmak amacı ile yakın zaman önce ortak bir çalışma gerçekleştirerek İngilizcede ‘time-lapse imaging’ olarak adlandırılan ve embriyoların inkübatör dışarısına çıkartılmadan 24 saat canlı olarak özel kamera sistemleri ile gözlenmesine ve gelişimlerinin kaydedilmesine olanak veren bir inkübatör sistemi geliştirdiler. Böylece rahme tutunma aşamasına ulaşma potansiyeli olan bir embriyo çok daha erken aşamalarda belirlenerek transfer edilebiliyor ve böylece laboratuar ortamında günlerce embriyo büyütmek zorunda kalınmıyor. Ayrıca embriyoların bu gelişim dönemi sırasında kaybedilmesi de engellenmiş oluyor. Embriyolar günlük kontrol için inkübatör dışarısına çıkartılmadığı için de gerek laboratuar şartlarındaki değişimden gerekse atmosferik şartların getirebileceği negatif etkilerden de korunmuş oluyorlar.