Büyük Birlik Partisi(BBP) Bağcılar İlçe Başkanı Sinan Avcı, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen “Yolsuzluk ve Rüşvet” operasyonlarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. İktidara yüklenen Başkan Avı, hükümetin attığı adımlarla yolsuzluğu meşrulaştırdığını iddia etti. Başbakan’ın gerçekleri söylemekten kaçındığını belirten Avcı, “Millet, yerel seçimler öncesinde yeni bir mağduriyet edebiyatı dinlemek yerine Başbakandan çok basit bir sorunun cevabını bekliyor. Bu soygun, vurgun yapılmış mı yapılmamış mı? Yapılmışsa bu haramzadelere ne gibi bir işlem yapacaksınız?” ifadeleriyle tepki gösterdi.
İşte Başkan Avcı’nın yazı açıklaması;
BAŞBAKAN ASIL SORULARDAN KAÇIYOR
AKP hükümetinin ustalık döneminde yaşadıklarımız ve Türkiye’nin en büyük yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama operasyonu karşısındaki ısrarlı ve inatçı tavrı, iddiaları görmezlikten gelerek aymaza yatma hali Türk milletini hayal kırıklığına uğratmıştır. Yolsuzluk ve rüşvetle ilgili çok ciddi ve vahim iddialara yenileri eklenerek büyürken ve bu habis koku vatanın dört bir yanına yayılırken hükümet milletin beklediği sorulara cevap vermekten kaçıyor.
Başbakan bu iddiaların üzerine gitmek yerine bir yandan bakanlarıyla birlikte bu operasyon, iktidarımıza yapılan bir komplodur, diyerek suçu bir yerlere yıkmaya çalışmaya devam ediyor. Diğer yandan da soruşturma dosyasının içini boşaltacak, yeni bilgi ve belgeler ulaşılmasını engelleyecek adımlar atıyorlar.
YOLSUZLUK MEŞRULAŞTIRILMIŞTIR
Gelinen noktada gerçeklerle yüzleşmekten kaçan, olaylara yanlış teşhisler koyan ve yolsuzluk operasyonunu ört bas etme çabasına düşen bir hükümetle karşı karşıyayız. Hükümet mevcut yasaları hiçe sayarak adaletin tecelli etmesini engelleyecek girişimlerde bulunmaktan derhal vazgeçmelidir. Bunlar hırsızları bırakıp polisin peşine düşmüştür, gece yarısı operasyonlarıyla adli kolluk yönetmenliğini değiştirerek yargıya darbe yapmışlar, yargıyı siyasetin vesayeti altına almışlardır.
Yapılan bu düzenleme demokratik hukuk devletine, CMK’ya, anayasaya ve kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırıdır. Açıkça söylüyorum bu düzenlemeyle yolsuzluk, rüşvet, soygun, vurgun çarkı devletin en üst düzeyinde meşrulaştırılmıştır. Milletin devlete olan güvenini, toplumun genel ahlakını ve dokusunu çürütecektir. Başbakan meydanlarda ve ekranlarda her şeyden bahsediyor ama rüşvetten, vurgundan ve ortada dolaşan yolsuzluk belgelerinden hiç bahsetmiyor. Milletin cevabını aradığı sorulara cevap vermek yerine hiddet ve celal ile ellerinde hiçbir delil olmayan komplo teorilerine milleti iknaa çalışıyor. Millet, yerel seçimler öncesinde yeni bir mağduriyet edebiyatı dinlemek yerine Başbakandan çok basit bir sorunun cevabını bekliyor. Bu soygun, vurgun yapılmış mı yapılmamış mı? Yapılmışsa bu haramzadelere ne gibi bir işlem yapacaksınız?
İSTİFALAR YETMEZ
Başbakan bu vahim iddialarla, soruşturma dosyasına atanan savcılarla, İstanbul merkezli birçok ilde görevden alınan polis müdürleriyle ve çıkarılan yönetmelikle ilgili mantıklı bir izah yapmadan yaptığı mağduriyet ve komplo edebiyatına kimseyi inandıramaz. Büyük bir yolsuzluk operasyonu devam ederken ve bakanların zan altında olduğu bir dönemde terör, mali ve kaçakçılık müdürlerinin görevden alınmasını “İdari gereklilik” ifadeleriyle açıklamak milletin zekâsını test etmek; aklıyla alay etmektir. Hakkında takip yapılan ve çok ciddi ithamlar bulunan birinin operasyon devam ederken emniyet kadrolarında tayinler yapması daha büyük bir suçtur. Bu yer değiştirmeler gayri hukukidir. Artık deliller güven altında değildir.
Devletin gücünü kullananların bu tavrı da milli vicdanın ayaklanmasına karşı rest çekmektir. Bu görevden almalar ve yasal düzenlemeler eldeki belge ve bilgileri karartmak, ortaya yeni çıkabilecek suç belgelerini, yolsuzluk materyallerini ortadan kaldırmak, suçu ve suçluyu saklamak için mi yapılıyor? Sorusunu akla getirmektedir. Ortada tam bir aymazlık ve yüzsüzlük hali vardır. Başbakan ve diğer hükümet üyeleri kendine gelmelidir. Bu inkâr, ret, suç yıkma ve mazeret üretme zihniyetinden vazgeçmelidir.
BU MİLLETE CEVAP VERECEKSİNİZ
Geç gelen adaletin adalet olmayacağı gibi gecikmiş istifalar da kamuoyunu rahatlatmayacaktır. Siz soruşturmanın seyrini değiştirecek idari ve yasal her türlü şaibeli işi yapacaksınız, sonra da bakın biz istifa ediyoruz, diyeceksiniz. Buna kim inanır? Eğer samimiyseniz birincisi, yargıyı by-pass eden düzenlemeyi geri çekmelisiniz, ikincisi görevden aldığınız 140 civarındaki emniyet müdürlerinin görevlerini iade etmelisiniz, üçüncüsü soruşturmaya attığınız yeni iki savcıyı geri çağırmalısınız, dördüncüsü de rüşvet aldınız mı almadınız mı, soygun, vurgun yaptınız mı yapmadınız mı? Sorularının cevabını Türk milletine vermelisiniz.