ÖTV ile imtihanımız…
Ulaş İke

Ulaş İke

Ekonomi ve Sosyal Güvenlik

ÖTV ile imtihanımız…

17 Ocak 2022 - 16:54

Kamu harcamalarının finansmanı için dolaylı ve dolaysız vergilerin kullanıldığından daha önce de bahsetmiştik. Dolaysız vergiler; sadece gelir üzerinden alınan vergileri değil, servet üzerinden alınan vergileri de kapsamaktadır. Bu yönü̈ ile adil gelir dağılımı için daha uygundur. Dolaylı vergiler ise kişinin mali gücünden bağımsız olarak üretim ve tüketim üzerinden alınmaktadır. Anestezik etkisi vardır. Kişiler ne için ne kadar vergi ödediklerini bilmezler. Daha adil bir gelir dağılımdan bahsetmek istiyor isek dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payını düşürmemiz gerekiyor.
 
Son yaşanan akaryakıt zamlarından sonra tekrar hepimizin farkındalığının arttığı Özel Tüketim Vergisi ve Türkiye'deki uygulamalarının adaletsizliği benim bu haftaki yazımın konusu.
 
Özel Tüketim Vergisi ile 1 Ağustos 2002 yılında tanıştık. ÖTV esas itibari ile çevreyi, doğayı korumayı aynı zamanda "lüks" tüketimi vergilendirmeyi amaçlıyordu. Ancak tek seferde uygulanması, kayıp kaçağın çok az olması ve tahsilatının hızlı olması gibi özellikleri sayesinde İktidarların gözdesi haline gelmiştir.
 
ÖTV'nin toplam vergi gelirleri içerisindeki payını incelediğimiz zaman tahsil edilen ÖTV'nin yıllar içinde artış gösterdiğini aşağıdaki tabloda görebiliriz. Üstelik ÖTV, KDV'ye tabi olduğu için yani ödediğiniz ÖTV'nin aynı zamanda KDV'sini de ödediğiniz için dolaylı vergilerin oranı her geçen sene artmaktadır.
 

Yıl 2001 2010 2015 2016 2017 2018 2019 2020
 
ÖTV 22.3 24.7 22.8 24.2 20,0 20,3 23,4 24,88
 
Akaryakıt, alkol ve tütün ürünlerinin tüketilmesinden ve de "lüks" ürünler üzerinden ÖTV alınması dünyada yaygın bir uygulamadır. Ancak bazı Avrupa ülkelerinde otomobilden dahi ÖTV alınmaz iken bizim tırnak makası, çamaşır makinesi, deodorant için ÖTV ödüyor olmamız bu vergiye hangi zihniyet ile yaklaştığımızı gösteriyor. Elmas, yakut, pırlanta, tekne, yat alırken ödemediğiniz ÖTV'yi elektrikli süpürge için ödüyor olmamız vergi politikamızın bize bir şakası olsa gerek.
 
ÖTV'nin ülkemizdeki uygulanmasının vahametini görmek açısından OECD ülkelerinde uygulanan ÖTV'nin Gayri Safi Yurt içi Hasılalarına göre dağılımında baktığımızda 1.liğin tartışmasız bir şekilde bize ait olduğunu görebiliriz.
 
ÖTV harcamalar üzerinden alınan bir vergi olması nedeni ile ekonominin canlı, harcamaların yüksek olduğu dönemlerde hazinenin gelirlerine ciddi katkı sağlar ancak ekonominin daraldığı, harcamaların ertelendiği dönemlerde ise hazinenin gelirlerinde ciddi oranda azalış olur. Örneğin Covid-19’un olumsuz etkilerini azaltmak ve artan kamu harcamalarını finanse etmek için kolalı gazozlarda % 25 olan ÖTV % 35’e, purolarda % 40 olan ÖTV ise % 80’e yükselmiştir. Motorlu taşıtlar üzerinden 2020 yılında tahsil edilen ÖTV ise bir önceki yıla göre %237,5 artmış.
 
Başta söylediğimi sonda tekrar etmek isterim: ÖTV gibi dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının yüksek olması adil bir gelir dağılımına sahip olmadığımız ve üreten değil tüketen bir toplum olduğumuzun göstergesidir. Vergi bilincimiz; finansal okuryazarlığımız artmadan adil bir gelir dağılımını sağlayamaz, demokrasi kültürümüzü genişletemez ve orta gelir tuzağından çıkamayız.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum