Dünya tarihinin en acı sürgünlerinden birini yaşayan Ahıska Türklerini kaynaştırmak ve sorunlarını çözmek amacıyla Bahçelievler Yenibosna’da faaliyet gösteren Ahıskalılar Vakfı, 12. Geleneksel Pikniği'ni Şamlar Ormanı'nda gerçekleştirdi.
MORAL DEPOLADILAR
Çocuklar için eğlence aktiviteleri, halkoyunları gösterileri, tombala çekilişi, büyükler için yarışların ve birbirinden renkli etkinliklerin yer aldığı pikniğe İstanbul ve Türkiye'nin dört bir yanından 700'ün üzerinde Ahıskalı katıldı. Piknikte, bir nebze olsun sorunlarını unutan Ahıskalılara seslenen Vakıf Başkanı Mehmet Oğuz, “Ahıskalı genç, girişimci, içimizden biri olan iş kadını Mine Cabbaroğlu başta olmak üzere, piknik organizasyonumuza katkıda bulunanlara ve katılanlara teşekkür ederim” diyerek sözlerine başladı.
DÜNYADA BENZERİ OLMAYAN BİR SÜRGÜN
Pikniğin amacının Ahıskalıların birbirleriyle hasret gidermesi ve geleneklerini yaşatmaları olduğunu belirten Başkanı Mehmez Oğuz, “Vakfımız 1997'de kuruldu. Ahıskalılar, 1944'te yılında dünyada benzeri olmayan bir sürgün yaşadı ve diğer sürgün halklarının aksine yurtlarına geri dönemedi. Ahıskalılar başta eski SSCB ülkelerinde olmak üzere yaklaşık 4 bin 400 yerleşim yerine dağıtıldılar. Aileler, param parça oldu. Tahminen 350-400 bin civarında bir nüfusumuz var. Özbekistan'daki 1989 Fergena olaylarından sonra ABD'ye göç eden akrabalarımız da oldu” dedi.
ÇALIŞAMAZ, KAŞESİ BELİMİZİ BÜKÜYOR
Vakıf olarak dağılmış olan bu topluluğu bir araya getirmek ve problemlerini çözmek için çalıştıklarını kaydeden Oğuz, “Her ülkede ikamet izni, vatandaşlık gibi alanlarda sorunlarımız var. Anavatan Türkiye'ye daha önce gelenlerin pek çoğu vatandaş olmalarına rağmen, bugün yeni gelenler aynı sıkıntıları yaşıyor. Çalışma, yaşama, vatandaşlık ve sağlık alanlarında problemlerimiz mevcut. Türkiye'de ikamet izni verilmesine rağmen, pasaportlarına çalışamaz kaşesi vuruluyor. Bu insanlar ne yiyecek, ne içecek? Çalışamaz kaşesi, belimizi büküyor. Üstelik vatandaşlığa geçiş şartı da 2 yıllık ikamet süresinden 5'e çıkarıldı. Dünya genelindeki tüm Ahıskalıların problemlerini Türk vatandaşlığına geçiş, çözer.”
POTANSİYELİMİZ VAR
Ahıskalıların ayrı bir Türk soyu olmadığını, özbeöz Anadolu evladı olduğunu vurgulayan Oğuz, “Atalarımız, 400 sene boyunca Gürcistan sınır boylarında göğüslerini Ruslara karşı siper etti, her Osmanlı-Rus savaşında milletimiz için canını verdi. Ama anavatanımızda, şimdi yabancı muamelesi görüyoruz. Ahıskalılar, ticarete yatkın, yaşadıkları ülkelerin dilini iyi bilen ve yetenekli insanlardır. Eğer bizlere Türk kimliği verilirse bundan anavatanımız da çok istifade edecektir. Üstelik Ahıskalılar, Türk işadamlarına yaşadıkları ülkelerde rehber olabilirler, onların yeni pazarlara açılmalarına yardımcı olabilirler”
ERMENİLERİN SİNSİ OYUNU
Ahıska bölgesinin bir vilayet, 5 ilçe ve 265 köyden oluştuğunu belirten Oğuz, “Biz, bugün Gürcistan sınırları içerisinde kalan memleketimize dönmek istiyoruz, ama bunu tek başına başaramayız. Ahıska'ya dönersek, Türkiye'nin Kafkasya'ya açılan yeni bir kapısı oluşur. AB nezdinde dönüş için bir kanun çıktı, Gürcistan da bunu kabul etti. Ancak bu kanun öyle bir çıktı ki dönmekten çok dönmemeyi teşvik etti! Şuanda Ahıska'da çok az sayıda Türk ailesi var! Onlar da pek çok problem yaşıyor. Bizim boşlattığımız yerlerin yüzde 80'inde bugün Ermeniler yaşıyor. Ermeni lobisi, dönmemizi istemiyor. Onlar, özerk bir cumhuriyet kurup ileride Ermenistan'a bağlanmak istiyorlar” diye konuştu.