Tarihten Notlar köşesinde yazılarına başlayan Sencerbey'in ilk yazısı:
Eşek benzeri yayınlar
Ulu Hakan Sultan Abdülhamit’in tahtta oturduğu yıllar...
Devlet ateş üstünde...
Balkanlar azınlık hareketleriyle kaynıyor...
İçeride ve dışarıda binlerce karanlık örgüt, Osmanlı mülkünde değişecek dengelerin hesabını yapıyor...
Yerli Jönler, yaşlı Sultan’ı devirmek için dünya ile işbirliği içinde...
Ve tarih treni Osmanlı aleyhine makas değiştirmeye hazırlanıyor...
***
Sonunda o bildik “31 Mart Vak’ası” gerçekleşiyor, Abdülhamit devrilip İttihatçılar iktidar oluyor.
Uğruna dağlara çıkılan “hürriyet”, süslü bir gelin gibi Babıali’ye yerleşiyor. Yıldız Sarayı karalar bağlarken Beyoğlu’ndan, Galata’dan, Balkanlardan sevinç çığlıkları yükseliyor.
Bu çığlıklar arasında her tarafa olduğu gibi matbuat dünyasına da “hürriyet, daha çok hürriyet” geliyor. Önüne gelen herkes gazete çıkarıyor. Öyle ki, Babıali’de ihtilal günü sadece 8 gazete yayınlanırken; bu sayı bir haftada 96’ya çıkıyor.
Kaçtıkları Avrupa’dan dönenler, o güne kadar konuşmayanlar, baskının!, jurnalin! pençesinden kurtulmanın sevinciyle pembe günlerin tadını çıkarıyorlar...
Ve... Moskova’dan Britanya’ya yüzyılın diplomasi dehasını iktidardan uzaklaştırmak için bizimkilerin elinden tutan büyük patronlar, emeklerinin karşılığını almak için harekete geçiyorlar...
***
Babıali yağcıların, hükümet cuntacıların elindedir ama basiretli insanlar tümüyle yok değildir.
Ufuktaki fırtınayı gören bir grup genç adam, “EŞEK” isimli bir gazete çıkarmaya başlıyorlar.
İsmini, menfaat çetelerine ve basiretsiz yöneticilere ithaf eden “EŞEK”, çok tutuluyor. Her sayısı daha çıktığı ilk dakikadan itibaren adeta kapışılıyor.
İsminin yanında kocaman bir eşek logosuyla çıkan gazete, güya hürriyet taraftarı olan İttihatçıları küplere bindiriyor. Yayınına bir hafta bile tahammül edemeyip hemen kapatıyorlar. Gazete ertesi gün “EL MALUM” adıyla yeniden yayınlanıyor. Bu defa ismin hemen yanında amblem olarak eşeğin sadece kafası konulmuştur. Çıktığı gün o da kapatılıyor.
İnat bu ya... İki gün sonra yeni bir gazete çıkıyor. Amblemi sadece eşeğin kulakları olan yeni gazetenin ismi de ilginçtir: “O’DUR O”...
Ama muhatapları akıllıdır... Kulağından da olsa gazeteyi hemen tanıyorlar...
Ve... Ülke dünya savaşına doğru yol alıp, ateş çemberine girerken, iktidar koltuğundaki hürriyet aşığı İttihatçılar, bakıyorlar ki eşeğin nalından mıhına kadar kullanılacak daha çok ögesi var; çareyi gazeteyi çıkaran gençlerin tamamını tutuklayıp hapse atmakta görüyorlar...
Koca imparatorluk da birkaç yıl içinde kumların avuçlardan akıp gittiği gibi akıp gidiyor...
Sultan Abdülhamit’i yabancılarla işbirliği yaparak tahttan indirenler de yıllar sonra acı sona bakıp, “Ah biz ne eşekmişiz” diye şiirler yazıyorlar...
................
Bunu niye mi yazdım?
EŞEK benzeri gazetelerin kıymetini bilelim diye...