Meral Akşener, “Çözüm, müzakere değil mücadele olmalı”

Türkiye'de etnik kimlik sorunu ve Kürt sorunu vardır deyip, açılımı müzakere yöntemiyle çözmeye çalışacaksan, BDP'nin, Öcalan'ın, PKK'nın eylemlerine ve isteklerine kızmayacaksın, diyen Meral Akşener, “Gelinen noktada da Öcalan ile müzakere etmi

Meral Akşener, “Çözüm, müzakere değil mücadele olmalı”

Türkiye'de etnik kimlik sorunu ve Kürt sorunu vardır deyip, açılımı müzakere yöntemiyle çözmeye çalışacaksan, BDP'nin, Öcalan'ın, PKK'nın eylemlerine ve isteklerine kızmayacaksın, diyen Meral Akşener, “Gelinen noktada da Öcalan ile müzakere etmi

Meral Akşener, “Çözüm, müzakere değil mücadele olmalı”
07 Mart 2011 - 12:35
Reklam

Türkiye'de etnik kimlik sorunu ve Kürt sorunu vardır deyip, açılımı müzakere yöntemiyle çözmeye çalışacaksan, BDP'nin, Öcalan'ın, PKK'nın eylemlerine ve isteklerine kızmayacaksın, diyen Meral Akşener, “Gelinen noktada da Öcalan ile müzakere etmiyoruz, hükümet görüşmüyor, devlet görüşüyor dersen, ortada muhatap kalmıyor, vatandaşla vatandaş karşı karşıya kalıyor. Bu bizi korkuyor, endişelendiriyor.” diyerek, hükümeti sert bir dille eleştirdi. 3. BÖLGEYİ KARIŞ KARIŞ DOLAŞIYOR İstanbul'un on üç ilçeden oluşan 3.bölgeyi karış karış dolaşarak, sivil toplum kuruluşlarından hemşeri derneklerine, iş adamlarından, esnafa, mahalle muhtarlarından şehit ailesi ziyaretlerine kadar bir dizi programlarda bulunan TBMM Başkan Vekili, MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener Gazete365'in yayın bölgesi olan Bakırköy, Güngören ve Bahçelievler ilçelerinde temaslarda bulundu. Ziyaretlerde dile getirilen sorunları, mecliste gündeme getireceğini söyleyen Meral Akşener, hükümetin açılım projesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. AÇILIM PROJESİ DUYGUSAL ÜÇ MADDEYLE BAŞLADI Ülkemizde kimlik sorunu değil, terör sorunu vardır diyen, Meral Akşener, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005'te Diyarbakır'da “Kürt sorunu, Kürt meselesi vardır. Bunu çözmek benim görevimdir” demesiyle başlayan önce Kürt açılımı, sonra demokratik açılım, sonra da milli birlik, beraberlik, kardeşlik projesi adını alan “Açılım” projesi duygusal üç maddeyle başladı; Bir analar ağlamasın, iki çözüm, üç barış. Bana hemen her yerde bir soru sorulur; Peki sizin Milliyetçi Hareket Partisi olarak çözümünüz ne? Kürt meselesinin üzerinde çözümünüz ne, dediğiniz zaman zaten Güneydoğu'daki etnik aidiyetin oluşturduğu bir kimlik problemi olarak kabul etmiş oluyorsunuz. Kürt meselesini çözün diyorsanız, o zaman BDP'lilere niye kızıyorsunuz? Niye bu partinin açıklamalarına siniriniz bozuluyor. Bu başbakan içinde geçerli, bu çözüm meselesinin etrafında toplanan insanlarımız içinde geçerli. Bireyler arasındaki dövüşün anahtarı da buradadır. Türkiye birbirine yumruk atar, bıçak sallar hale gelecekse şahıslar açısından bunun sebebi de bu üç duygusal maddelerin, kafaların kısa devre yapmasına sebep olmasıdır.” ÇÖZÜMÜ; MÜZAKERE DEĞİL, MÜCADELE OLMALI Meral Akşener, “Yani zurnanın zırt dediği yer burası; İktidar partisi etnik bir tarif yaptı. “Kürt meselesi vardır, Kürt problemi vardır,” diye bizzat başbakanın ağzından duyduk. Başbakan, Kürt doğduğu için yani etnik kökü Kürt olduğu için önce Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunları karşısında, daha sonra da bu milletin nezdinde eziyet görmüş, öteki hale getirilmiş, haksızlığa uğramış, kimliğinden dolayı bir problem yaşayan insan kitlesini tarif etmiştir. Böyle tarif ettiğiniz zaman bunun çözümü siyasidir. Yani o zaman çift bayrak teklifine kızamazsınız. Kimlik üzerinden tarif ederseniz kimlik problemini kabul ettiğiniz dakikadan sonra çift unsurluğu tartışacaksınız. Bu konuda çözüm istiyorsanız BDP'nin, Apo'nun, PKK'nın teklifleriyle ilgili bağırmaya, çağırmaya hakkınız yoktur. Çünkü mücadele yöntemini bırakıp, müzakere yöntemini seçmişsiniz, demektir. Partim ve ben diyoruz ki; Müzakere yöntemi olmaz mücadele yöntemi olur. Bunu beğenmeyebilirsiniz, buna katılmayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, biz saygı duyarız. Ama bizim çözümümüz budur.” VATANDAŞLA VATANDAŞ KARŞI KARŞIYA KALDI Akşener, “Analar ağlamasın, çözüm, barış diye yola çıkacaksın Abdullah Öcalan ile görüşeceksin. Bunu söyleyen şerefsizdir, diyor başbakan. Kim görüşüyor, devlet görüşüyor. Kim bu devlet, kim görüşüyor, kime bağlı, Başbakanlığa bağlı. Başbakanın bilgisi talimatı olmadan bu görüşmeler yapılamaz. Talimat veren ortada yok, devlet ortada yok. Kim kalıyor biliyor musunuz? Sizle ben karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye'nin geldiği nokta budur. Vatandaşla diğer vatandaş karşı karşıya kalıyor. Bu bizi endişelendiriyor, korkutuyor.” dedi.