İstanbul’un fotoğrafını çeken, Mimar Ali Hacıhaliloğlu, İstanbul yerel yöneticilerinden, bakanlığa kadar butun yetkililere, ilginç tespitler ve önerilerde bulundu. İstanbul’un kurtuluş reçetesini yazan Mimar Ali Hacıhaliloğlu’un 'İstanbul buyuk bir fırsatı kaçırıyor mu?’ başlıklı yazısını bir solukta okuyacaksınız.
İstanbul buyuk bir fırsatı kaçırıyor mu?
Adına şiirler yazılan İstanbul, peygamberimizin ilgilendiği İstanbul, bir zamanlar âşıkların kapısı şimdi ise geçim kapısı olan İstanbul, sen bu hormonlu buyumeyi hiç hak etmemiştin, ne yazık ki siyasetin ilmin önune geçirildiği İstanbul.
Yorgun İstanbul. Dunyanın en buyuk köyu haline getirilmiş İstanbul.
Dunyanın tarihi muzesi İstanbul.
Bugune kadar yalnızca rant kapısı olarak görulen İstanbul.
İmar planlarının yapılaşmadan sonra yapıldığı şehir. Yaşamın, ulaşımın bittiği şehir, İstanbul.
Biraz geç kalınsa arabayı park etmek için mahallede onlarca tur atılan İstanbul.
Otuz dakikalık yolun dört buçuk saatte gidilebilen İstanbul.
Yaşayanları stres topu haline getiren İstanbul.
Tahminen yirmi yıldan beri, İstanbul nasıl kurtulurunu konuştuğumuz İstanbul.
En basitinden en zoruna kadar her şeyi tartıştık.
Depremler yaşadık sıkıntılar çektik.
İstanbul halkı kentsel dönuşume hazırdı yapılacak her yasaya destek vereceği halk arasındaki konuşmalardan belliydi.
Halk kentsel dönuşumden anladığı, insan onuruna yakışır bir şehre dönuşmesiydi. Alt yapısı yenilenmiş sosyal donatı alanları yeterince ayrılmış, eğitim ve kulturel alanları olan, trafik sorunu otopark sorunu sona ermiş bir şehir, evet İstanbul halkı böyle duşunuyordu. Fakat öyle olmadı. Bakanlık halkın gerisinde bir yasayla ortaya atıldı
Kentsel dönuşum yasası beklerken, sadece risk altındaki yapıların dönuşturulmesi yasası çıkmıştır. Detayda hiç bir sorunu çözmeyen bir yasa. Binalara tek tek yıkılıp yapılma hakkı vermiştir.
Birde muteahhit firmaların yıkıp yapacağı tek binanın cephesine bu binanın kentsel dönuşumu... Firmamız tarafından yapılmaktadır yazması yok mu? Yasa çıkmadan öncede biz eski binaları yıkıp yapıyorduk ama o zaman kentsel dönuşum olmuyordu. Teorik olarak bu mantıkla İstanbul yenilense ne yapmış oluruz. Hiç duşundunuz mu? Çıkmaz sokaklar dahi korunmuş. Çarpık yapılaşma aynen korunmuş. Yeşil alan yok, okullarda sınıf öğrenci sayılarımız artmış.
Bazı belediyeler kat artırımına da gittiler ki alt yapı aynı durursa bununda ne demek olduğunu tahmin edebiliyorsunuz.
Burada yasanın eksiklerinden daha fazla bahsetmek istemiyorum, geçen zaman zarfında sanırım ilgili herkes bu eksiklikleri tespit etmiştir.
Bir an önce bu yanlıştan vazgeçilmeli.
Neler yapılması gerektiğinden uygulamacı bir mimar olarak bahsetmek istiyorum.
Öncelikle şunu bilelim ki İstanbul bir butundur. İlçeler ayrı ayrı çözum uretemez.
Çözum tek elden ortaya konmalıdır. Ama Otuz dokuz elden yurutulmeli. Şayet, KENTSEL DÖNÜŞÜM BAKANLIĞI kurulmayacaksa bence bir an önce kurulmalı, Turkiye harekete geçirilip yuklu bir butçe ayrılmalı, kalbin tedavisi bir an önce yapılmalı.
Öncelikle Belediyeler eski binalarda yapılan ısı kaplamalarını kesin yasaklamalı. Her belediyenin bende buradayım deme pahasına hesapsızca kendine has kentsel dönuşum çözumlerinden derhal vazgeçilmeli. Alt yapı çözulmeden yoğunluk artışından vazgeçilmeli.
Alt yapı duşunulmeden sitelerde daire sayısını artırırsak sonuç vahim olur. Bakanlık bir an önce bu cinayetten geri adım atıp…
İmar ve şehircilik bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı Aslında devlet Bu işe el atmalı elini taşın altına koymalı. İstanbul belediyelere bırakılamayacak kadar buyuktur.
(İstanbul un birinci sorunu trafik sorunudur. Toplu taşıma yatırımları yeni yapılacak plana göre devam ederken bunun trafik sorununa katkısı kayda değer ölçulerde olmayacağı bilinmelidir. Her yıl İstanbul da bu nufusta yuz atmış bin araç trafiğe çıktığı unutulmamalıdır. Onun için yeni yollar, yeni yolla, yeni yollar.)
Bakanlık İstanbul un, tamamını görecek şekilde yukardan bakıp bir butun olarak çözum uretmeli.
İstanbul da nufusun en az otuz milyon olacak şekilde tasarlanması hesaplamaların yapılması gerekmektedir.
Bakanlık, İstanbul buyukşehir belediyesiyle el ele vererek, İstanbul’un olmazsa olmazlarını yanı korunması gereken ne varsa, tarihi eser yol kavşak dini tesisler resmi binalar alt yapı okul vs. plan uzerine işaretlemeli ve otuz milyona göre alt yapı sosyal donatı alanları okul alanları yeşil alanlar kısacası planlamanın gereklerini imar planına işleyip, en önemlisi de otuz milyon nufusa yetecek kadar araç yolu, surekli olarak önceden beri söylediğim E-5’e paralel yeni yollar ve bu yolları birbirine bağlayan diklemesine yollar.
En az uç adet daha boğaz köprusu. Bu yolları karşılayan, Transit yolların en az ikisine yalnızca giriş olacak çıkışlar İstanbul sınırlarını terk edince olacak.
Bakanlık; planda işaretlenen yolları ve resmi kurumların yerlerinin kamulaştırılması yapmalı bu yuku belediyelerden almalı bakanlık on yıl da bu kamulaştırmaları yaparken,
İlçe belediyeleri; belirlenen imar adalarında verilen emsal ve kat uzerinden ruhsatları verip şehrin dönuşumune önculuk etmek.
Bakanlık; İstanbul un çevresindeki yapılaşmayı durdurup inşaat firmalarını şehrin merkezine yönlendirmeli.
İstanbul un merkezindeki sanayi alanları yapılacak olan kanal İstanbul un çevresine taşınmaları sağlanmalı. Trafiğin İstanbul dışına doğru akışı sağlanmalı.
Butunu planlayan bakanlık yukarda bahsettiğimiz kamulaştırmayı yaparken ilçe Belediyelerimiz de kulturumuze uygun yaşam modelimizle uyum içinde olan projeleri hayata geçirdikçe, butunun birer parçasını, tamamlamış olacak ve modern yaşanılabilir İstanbul zaman içerisinde oluşmuş olacak.
Ve Dönuşum tamamlandığında Trafik sorunu çözulmuş otopark sorunu bitmiş yeterince yeşil alanı olan depreme karşı dayanıklı binalar uretilmiş. Akıllı siteler uretilmiş alt yapı sorunları gundemden duşmuş, modern çevre modern insanı yaratır felsefesiyle sosyolojik sorunları çözulmuş sağlam nesiller yetiştirmeye hazır bir ortam. Hayali bile ne kadar guzel değil mi?
Selam ve saygıyla
Mimar Ali Hacıhaliloğlu