CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın yazılı açıklaması şöyle;
“AKP iktidarı, Türkiye’yi geri dönüşsüz bir felakete sürüklüyor. Roboski’de (Uludere) bombardıman sonucu ölen 34 yurttaşımızla ilgili İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in sözleri, Türkiye’de iktidar eliyle uygulanan ayrımcılığın itirafından başka bir şey değildir. 34 insan göz göre göre bombalanarak öldürüldüğü bir olayda, istihbaratın kaynağı ve bombardıman emrini verenler iktidar eliyle hâlâ saklanır ve korunurken, bir Başbakan’ın “Allah aşkına, tazminatsa tazminat…” şeklindeki sözleri bir “dil sürçmesi” olarak tanımlanamaz.
Bu söylem, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı etnik kökenden gelen yurttaşlarımıza ve onların acılarına bakış açısının özetidir. İleri demokrasi naraları atan bir Başbakan’ın, ‘parasını vermek kaydıyla bu ülkede herkes öldürülebilir’ anlamına gelen bu sözleri dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde söylenemez, bunu söyleyen bir başbakan da o koltukta bir dakika bile oturamaz.
Çünkü; hangi etnik kökene sahip olurlarsa olsunlar, kurtuluşundan kuruluşuna, ülkemizin ‘tamamlayıcı, ayrılmaz ve asli unsuru’ olan yurttaşlarımıza böyle bir dil kullanmak, en hafif ifadesiyle insanlık adına bir utanç sebebidir. Bu dil; barışın dili olmadığı gibi, ayrımcılığın, bölücülüğün ve ötekileştirmenin dilidir. Bu dil; insanların acısından siyasi fayda sağlamaya çalışmanın dilidir.
Başbakan Erdoğan’ın şefliğini yaptığı bu orkestraya, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de katıldı. Sayın Bakan, liderinin ‘oturun’ deyince oturulduğu, ‘kalkın’ deyince kalkıldığı bir siyasi partide Başbakan’a yaranma yarışında birinciliği kimseye kaptırmamak niyetinden olsa gerek, kendi Başbakanı’nın açıklamalarına rahmet okutur sözler sarf etti.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, istihbaratın kimden geldiğini, emri verenlerin kimler olduğunu, aradan bu kadar zaman geçmiş olsa bile soruşturmanın hangi aşamada olduğunu açıklayarak, kamuoyunda oluşan soru işaretlerini açıkça gidermek yerine, ölenleri suçlu ilan etme telaşına düştü.
Ölen 34 yurttaşımıza “Figüran”, “Zaten kaçakçılardı, yaşasalardı yargılanacaklardı” diyebilen, bombardımanı “Özürlük bir durum yok” sözleriyle hafifletmeye çalışan, konuşmasını biraz uzatsa “Ölmeseydiniz, bize ne kardeşim”le bağlayabilecek potansiyele sahip İçişleri Bakanı, bu sözleriyle aslında hangi ayrımcı anlayışın figüranı olduğunu da itiraf etmiş oldu.
İktidar korosu ne söylerse söylesin, söyledikleri hiçbir şey üzerlerindeki siyasi sorumluluğu kaldırmaz. Hangi etnik kökene sahip olurlarsa olsunlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yurttaşlarının, her haktan daha kutsal ve öncelikli hakkı olan yaşama hakkı, siyasi iktidarın sorumluluğu altındadır.
34 insanımız ayakları taşa takılarak değil, siyasi iktidarın en üst düzeyde sorumluluğu bulunduğu, kendi ülkemizin savaş uçaklarının bombardımanıyla, yani bir askeri operasyonla öldürülmüştür. Bu gerçek ortadayken İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ayrıştırıcı, ötekileştirici söylemini kınıyor ve istifaya davet ediyoruz.”