Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarında kullanacağı slogan ve logo ile seçim bildirgesini açıkladı. Eşiyle el ele toplantının yapılacağı salona gelen İhsanoğlu, sözlerine duayla başladı, kendisiyle ilgili bazı kanallarda ''Ekmel Bey'i aciz gösterin'' diye iddiaların olduğunu da öne surdu. İhsanoğlu, Köşk seçimindeki rakibi Başbakan Erdoğan ile de mukemmel bir dostluğunun olduğunu vurguladı. Bu arada Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçim şarkısı da basın mensuplarıyla paylaşıldı. Şarkının adı 'Ekmeli'...
Bu arada İhsanoğlu'nun seçim kampanyasında kullanacağı logo ve sloganlar da belli oldu. İhsanoğlu, 'Ekmek İçin Ekmeleddin' sloganını kullanacak. Logosu da buğday tarlası şeklindeki Turkiye haritası olacak.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kampanya detayları Çırağan Sarayı'nda duzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Toplantı için hazırlanan sahnede buğday tarlası şeklindeki Turkiye haritasının uzerine yazılan Ekmek İçin Ekmeleddin sloganı dikkat çekti. Aynı slogan İhsanoğlu'nun konuşma yaptığı kursude de yer aldı.
"SEVGİYİ EKMEK İÇİN, BOLLUĞU EKMEK İÇİN EKMEK İÇİN EKMELEDDİN"
Yine toplantı salonun çeşitli bölumlerine yerleştirilen panolarda İhsanoğlu için belirlenen diğer sloganlar yer aldı. "Sevgiyi Ekmek için, Bolluğu Ekmek için, Ekmek İçin Ekmeleddin" yazılı bu sloganlar kampanyada kullanılacak.
Toplantı için hazırlanan ve seçim çalışmalarında kullanılacak broşurlerde de İhsanoglu'nun AK Parti, MHP, CHP demeden butun Turkiye'nin gururu olduğu vurgulanıyor. Tanıtım için hazırlanan 4 farklı kartta HDP, MHP, CHP ve AK Parti seçmen profillerini gösteren aile fotoğraflarının uzerine ''Biz hep partimize oy verdik. Şimdi Oyumuz Ekmel Hoca'ya'' yazılı ifadeler yer aldı.
İHSANOĞLU'NUN SEÇİM ŞARKISI : EKMELİ
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında kullanacağı şarkı da basın mensuplarıyla paylaşıldı. "Bu ayrılık bitmeli / Kibir haset gitmeli / Şu mubarek toprağa / Sevgi saygı ekmeli'' sözleriyle başlayan şarkı şu sözlerle devam ediyor:
Biz buyuk bir ulkeyiz / Bunu herkes bilmeli / Şu mubarek toprağa / İlim, irfan ekmeli.
Gelecekler geliyor / Çocuklar hep gulmeli / Şu mubarek toprağa / Barış huzur ekmeli.
Gençler hazinemizdir / Buna kıymet vermeli / Şu mubarek toprağa / Dirlik, birlik ekmeli.
Ekmeli Ekmeli / Ekmeli iyi Ekmeli / Şu mubarek toprağa / Sevgi saygı ekmeli.
SARIGÜL'ÜN SEÇİM ŞARKISINI ANIMSATTI
İhsanoğlu'nun 'Ekmeli' adlı seçim şarkısının muziğinin 30 Mart Yerel Seçimlerinde Mustafa Sarıgul'un kullandığı 'Zamanı Geldi' şarkısının muziğiyle benzerliği dikkat çekti.
FİLİSTİN VURGUSU
Ekmeleddin İhsanoğlu için hayatı boyunca hep İslam dunyasının bekası için çalışan bir insan olduğu vurgusu yapılırken şu ifadeler kullanıldı:
''Turkiye'nin Uluslararası itibari en yuksek isimlerinden. Allah vatanımın tum evlatlarını, kendi evlatlarımdan ayırmasın diyen bir Milliyetçi,. Ataturk ve devrimlerini sahiplenmek tarihimizi sahiplenmek anlamına gelir diyen bir Ataturkçu. Filistin Davasının en buyuk savunucusu. Filistin'in devlet nişanı verdiği tek Turk. Mehmet Akif'in dergahından geçmiş, Necip Fazıl ve Nazım Hikmet'i Arapça'ya çevirmiş bir gönul adamı.''
İHSANOĞLU SEÇİM BİLDİRGESİNİ AÇIKLADI:
Ekmeleddin İhsanoğlu, salona eşi, gelini ve 2 oğluyla geldi. İhsanoğlu konuşmasına Turkçe besmele ve Fatiha suresinin Turkçe mealini okuyarak başladı.
Ekmeleddin İhsanoğu, kampanyası boyunca kullanacağı seçim bildirgesini açıklarken şunları söyledi:
DUAYLA BAŞLADI
Cumhuriyetimizin en kritik dönemlerinden birinde, cumhurbaşkanının ilk kez vatandaşların oylarıyla belirleneceği bu dönemde, Turkiye’nin 12’nci cumhurbaşkanı adayı olarak huzurunuzdayım. Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum, hamd olsun, Allah’ımıza hamd olsun, o özunde merhametli işinde merhametli. Rabbimiz yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım isteriz. Nimet verdiklerinin yoluna gazaba uğrayanların ve sapanların yoluna değil, doğru yola. Amin.
EY AZİZLER...
Bu çok hassas dönemde seçime giderken, ulkemizin içeride huzurunu korumaya, komşularıyla ihtilaflarını çözmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ey azizler diye hitap etmek istiyorum. Erzurumlu İbrahim Hakkı dostlarına şu şekilde seslenirdi “Ey aziz, ey azizler" çok hassas dönemden geçiyoruz. Daha fazla huzura ihtiyacımız var.
SEVMEK İSTİYORUM
Ben MHP, CHP dahil, AKP, HDP, BBP seçmenlerinin, tum Turkiye’nin cumhurbaşkanı adayıyım. Hiçbir partiye diğer partilerden daha yakın veya uzak değilim. Her partide namusuyla çalışan burokrat teknokrat var. Benim tum ulkede, sevdiğim saydığım milletim vardır. Sevgili ey azizler, elimde bir avuç tohum var. Bu tohumları ekmek istiyorum. Sevmek istiyorum. Sevgi ekeyim ki sevgi filizlensin. İnsanlarımız kavga etmesin.
SIKMABAŞ DİYE HAKARET ETTİRMEM
28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Ben buna karşı dokuz çocuğun yanında durdum, makamım elimden alındı. Ben öğrencilerime sıkmabaş diye hakaret ettirmem. Okuma hakkının elinden almasına izin veremezdim.
ÇAPULCU DEDİRTMEM
Gun geçti yeni bebekler doğdu. Ülkeleri için sokağa çıktılar. Dun nasıl yanındaydım, bugun de yanındayım. Ben talebelerime, gençlerime çapulcu dedirtmem.
ALİ İSMAİL KORKMAZ DA ONLARDAN BİRİYDİ
Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi. Onun da tum kaybettiğimiz canların da ruhu şad olsun. Elbette her yerde her zaman bu gibi demokratik gösterileri suiistimal etmeye çalışan gruplar olacaktır. Şurada 1000 kişi toplansa, önce su satan esnaf, sonra polis, sonra o kuçuk gruplar. Devletin görevi sapla samanı ayırmaktır.
GENÇLERİMİZ DE KADINLARIMIZ DA ÇOK KIYMETLİ
Bu ulkeyi uçe beşe bölmekle, her fırsatta ikilik çıkartmakla siyaset yapılır belki ama devlet yönetemez. Analar bu çocukları doğuruyor, yemiyor içmiyor buyutuyor. Gençlerimiz çok kıymetli, tum gençlerimiz hepsi çok kıymetli. Edirne’deki evlatlarımız çok kıymetli, Hakkari’deki evlatlarımız da çok kuvvetli. Kadınlarımız da çok kuvvetli. Ama ne yazık ki kadınlarımız ne siyasette ne de istihdamda hak ettikleri noktalara gelebilmişlerdir. Çocuk gelinlerde dunya uçuncusuyuz. Cinayetlerde de ust sıradayız.
Ben çocuklarımızın katil olmayacağı, kimsenin kimsenin canına kast etmeyeceği bir Turkiye hayal ediyorum.
ÜSLUPTA SAYGI
Ey azizler, saygı. Ekeceğimiz diğer tohum saygıdır. Üslupta saygı. Bağımsız yargı, bir suç iddiasıyla ilgili hukmunu bildirmedikçe, böyle bir hukmu vermek, yargısız infaz demektir. Maalesef ulkemizde yargısız infazları göruyoruz. Herkesin herkesle ilgili peşin bir hukmu var. duşunceler kamplaşıyor. Saygısızlık tarafların hepsini uzer, zarar verir. Bu sebeple, cumhurbaşkanı seçilirsem derin yaralar almış, hatta neredeyse kangren haline dönuşmuş bu ilişkileri saygı çerçevesinde iyileştirmek için çalışacağım.
SAYGI EKMEK İÇİN VERİN ELİNİZİ
Hukumleri hukuk versin, hukuka herkes guvensin, hiç kimse adaletten ustun değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. O halde adalete saygılı, muhalefete saygılı, farklı göruşlere sahip olanlara saygılı olmak. Hukumete saygılı, toplumun her kesimine saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi.
YA FAKİRİN BORCU?
Ey azizler. Dirlik. Ekeceğimiz diğer tohum da dirlik. Ne demek dirlik? Dirlik bir insanın sağlığı, huzuru, guveni demektir. Fertleri dirlik içinde bir toplum, topyekun dirlik içindedir. Oysa çoğumuz borçluyuz. Hem devlet hem millet boçlu. Zenginin borcu olabilir, ama onun çocuklarının eğitimi aksamaz, sofrada bal kaymak eksik olmaz. Ya fakirin borcu? Bak pahalı arabaya, zengin çok görunur fakir az görunur. Ödenemez biçimde kredi kartı borcu içinde. Bu borcu ödemek için vatandaşlarımız yemelerinden içmelerinden kesiyorlar.
CUMHURBAŞKANLARI YOL YAPMAZ AMA YOL GÖSTERİR
Köylu memur esnaf işçi işsiz, nereye gitsem duyduğum tek şey bu faizli borçlu halidir. Diyeceksiniz ki cumhurbaşkanlığı icra makamı değildir. Evet icra yetkisi yoktur ama icrayla el ele vererek, çağrı yaparak, yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir. Cumhurbaşkanları yol yapmaz ama yol gösterir.
Turkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkartmak, çok buyuk bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. AK Partilisi, CHP’lisi, HDP’lisi el ele verirse, bu sosyal yaraya çözum uretiriz.
HÜRRİYET OLMAZSA DEMOKRASİ OLMAZ
Hur duşunce olmazsa, Amerika’nın akıllı telefonuna Guney Kore rakip olamaz. Eğitimde, sanatta her alanda sonsuz hurriyet. Hurriyet, demokraside şarttır. Hurriyet olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa hurriyet olmaz. Bu hurriyet havasını keserseniz o ulke nefessiz kalır. Şu tabloda göruyorsunuz. Turkiye’de 2000 yılında dunyanın 18’nci ulkesi. 2014’de 19’ncu ulkesi. 14 yılda geldiğimiz yer burasıdır. Yani gerilemiş, gelirimiz artmış mı artmış, ama herkesin geliri artmış. Biz buyuk bir devletiz, buyuk bir milletiz. Ve potansiyelimiz buyuktur.
Bu gençler kahve köşelerinde ömur tuketiyorlar. Gençlerin aklını fikrini bilime, sanayiye kanalize etmeliyiz. Bunun sonunda ne oluyor, işte bu tablolar çıkıyor. Dunyanın gittiği yer patenttir, bilimdir, matematiktir. Bunlara dikkat etmezsek, dune göre iyi oluruz belki ama rakiplerimize göre iyi olur muyuz esas soru bu.
TEK BİR NOBEL KAZANDIK
Biz şimdiye kadar tek bir Nobel kazandık, o da Orhan Pamuk sayesinde. Bilimde, tıpta, fizikte, kimyada Nobel kazanmadık. Bizimle yarışa, bizden sonra kalkan ulkeler bunu başardı. Ben size Hindistan’dan Çin’den bahsetmeyeceğim. Mısır’dan Pakistan’dan bahsedeceğim. 80’li yıllarda Pakistan’dan fizik ödulu almıştır. 15 yıl önce Mısır’dan bir kimyager ödul almıştır. Turkiye bu hedefe ulaşması için çalışması lazım. Daha fazla destek ve toplumda huzur.
Diyorum ki dirlik ekmek için verin elinizi.
Tarlamız buyuk ve bereketli, tıpkı ulkemiz gibi. Ey azizler, son tohum sevgi saygı ve dirlikten sonra, birlik tohumudur. Birlikte yaşama kulturune herkesten daha fazla sahip bir milletiz. Yıllardır ortak acılarımız devam ediyor. Suriye’de yaşanan trajedi, Soma’da aç gözlu kapitalist anlayışın faturasına, rehin alınan vatandaşlarımıza, ölen her bir cana ortak olarak uzuluyoruz. Ama çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz, sevinmeyen bir ulke ulke olma vasfını yitirmeye başlar. Barajlarımız, tup geçitlerimiz, yollarımız hepimizin vergisiyle yapılıyor. Ama bunun için bile ortak bir sevincimiz olmuyor. Bu konuda bile bir ikilik, yarış, 70 sene önceki ulkelerle anlamsız kıyaslamalar arasında kaybolup gidiyor sevinçlerimiz.
ATATÜRK ŞU ANDA YAŞASAYDI NE YAPARDI
Dış dunyaya gelince, Ataturk’un sözunu her yere yazıyoruz “Yurtta sulh cihanda sulh" diyoruz. uygulamada ne kadar başarılı oluyoruz
Ataturk şu anda yaşasaydı ne yapardı? Ataturk en akılcı çözumleri ureten bir liderdir. Şunu kesinlikle söyleyebilirim. Şu anda yaşasaydı, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar’da barış ve refah için temelini atmıştı.
DESPOTLUK KİBİR Mİ ÜRETECEK
Filistinli çocuğun attığı tweet, New York’taki Yahudi genci ağlatıyıor. Bir saniyede olup bitiveriyor. Bizim teknik universitelerimiz var, aydın modern milyonlarca gencimiz var. Şirketlerimiz çevre ulkelerinde buyuk başarılara imza atmışlardır. O halde, paylaşamadığımız nedir?
Bu koca coğrafyada değil mezhep milliyet savaşlarıyla despotluk kibir mi uretecek? Yoksa laik demokratik bir biçimde el ele vereceğiz? Barış mı kazanacak savaş mı kazanacak? Birlik mi kazanacak ayrışma mı? Ben birlikten yanayım.
BAZI KANALLARDA ''EKMEL BEY'İ ACİZ GÖSTERİN'' GİBİ DOLAŞIYOR
Neredeyse bir ay sonra Turkiye önemli bir seçim yapacak, ama bizim elimizde bu masraflı seçimi finanse edecek imkanlar yok. Bir rakibimiz hem iktidar olmanın getirdiği avantajla, hem de başbakanlığın imkanlarıyla bolluk içerisinde bir kampanya yapabilecek. Bazı kanallarda aman Ekmel bey’i aciz gösterin, dili surçer ise bunu abartın, iyi bir söz söylerse görmezden gelin, onu örtunuz gibi dolaşıyor. Gizlisi saklısı yok, iftiranın biri bin para.
EY AZİZLER, KORKMAYINIZ
Guvendiğim tek şey var, Turk milletinin derin sağ duyusu. Turk milleti tarih boyunca bunu göstermiştir. Guzel milletime bir çift sözum var. Aziz kardeşlerim, ey azizler, korkmayınız, Turkiye’de istikrarı sarsacak hiçbir şey yapmayacağım. AK Parti dahil butun partilerle el ele vereceğim.
EKMEK KUTSAL BİR KAVRAM
Ekmek için… Ne demek ekmek için? Milletimizin kulturunde çok kutsal kavramlar var. bunun başında kitap gelir. Biz kitap diye Kuran-ı Kerim'e deriz. Bir başka kutsalımız var, bayrağımızdır. Bayrağımız bizim canımızdır, kanımızdır. Bu devletin tapu senedidir. Bir başka kutsalımız ekmektir. Ekmek bizim için çok kutsal bir kavramdır.
FİLİSTİN'DE DEVLET NİŞANI ALAN İLK VE TEK TÜRK BENİM
Ekmek fırından aldığımız ekmek, Ekmek tuten ocak demektir, ekmek alın teri demektir. Şerefimiz namusumuz demektir. Kitabımıza bayrağımıza ekmeğimize sahip çıkalım. Ben Mehmet Akif Ersoy’un dergahında buyumuş bir gurbetçi çocuğuyum. Taksicisi simitçisi garsonu mevsimlik işçisi hepimizin derdi ekmek. Suriye’nin ekmeği elinden alındı. Sokaklarda perişan biçimde. O kadar zulum mazlum gördum ki, en zor şartlarda ara buluculuk yaptım. Filistin’de devlet nişanı alan ilk ve tek Turk benim. 20 bin yetimin kefaletini, Gazze’de Somali’de İslam dunyasının bir çok yerinde, aç susuz kalmış insana, bebeğe, karnını doyurmasına sebep oldum. Yuz binlerce insanın hayatta kalmasına sebep oldum.
TÜRKİYEMİZİN EMRİNDEYİM
Çoluğunun çocuğunun murvetini görmek herkesin hakkı. Torun sevmek herkesin hakkı. Sadece sevgi ekelim, saygı ekelim, nezaket ekelim ki, bu topraklar nice Yunus’lara Nazım’lara Akif’lere vatan olsun. Çunku ne ekersek onu biçeriz. Guzellikleri ekmek için Turkiyemizin emrindeyim. Allah bu millete devlete zeval vermemesi niyazıyla, hepinize teşekkur eder saygılarımı sunarım.
SORU-CEVAP
Aydın ziyaretiniz sırasında, Irak Filistin olayları için Turkiye’nin taraf olmaması gerektiğini ifade etmiştiniz. Bu açıklamanıza eleştiriler yöneltildi. Şu anda İsrail’in Gazze’ye saldırıları devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı 75’i buldu. Turkiye’nin tarafsız kalması gerektiğini duşunuyor musunuz?
İstanbul’da Turk Sol’u dergisiyle pozunuz çıkmıştı. Bu dergi daha önce sloganlarla gundeme gelmişti. Göruşunuz nedir?
Birinci olarak, taraf tutmaması meselesi Filistin’le ilgili değil. Arap ulkeleri kavgalarıyla, arap liderleri arasındaki kavgalarla ilgili söyledim. Bu konuda taraf tutmanın, bölgeye ve Turkiye’ye neler getirdiğini izah etmeye ihtiyaç var. O bakımdan bunu herhalde bir daha açıklama ihtiyacı duymuyorum. Arife Bağdat tarif edilmez. İkinci mesele, Filistinle ilgili olarak benim böyle bir sözum yok. Bunu söyleyenler herhalde yanlış bilgi edindiler bir yerden. Benim 9 sene içerisinde genel sekreter olarak yaptığım, Filistin halkına yaptığım hizmet herkesin bildiği konudur. 2006 Aralık ayında, Hamas ile Fetih arasındaki ilk ateşkesi ben sağladım. Bunu uzun boylu, mekik diplomasisi icra ederek, Ramallah’da Abbas ile, Gazze’de başbakan ile, Şam’da Hamas lideriyle beraber, o uç merkez arasında mekik dokuyarak, sessizce giderek en sonunda aralık ayının sonuna doğru ateşkes sağladık. Birbirlerini ölduruyorlardı. Bu hamas ile fetih arasındaki ilk ateşkes sayesinde, milli mutabakat hukumetinin kurulması çalışıldı. Hukumetin kuruluş merasimine filistin dışından davet edilen tek kişi bu kardeşiniz olmuştur. Sonra, çalışmalarımız devam etmiştir.
Bunlardan bazıları Gazze’ye yapılan saldırılar. Hava saldırıları, karayolundan saldırılar. Biz burada teşkilatımızın karar organlarını davet ettik. BM Guvenlik konseyi kilitlenmişti 2006’da Lubnan’ın guneyinde yapılan saldırılar neticesinde. Biz baskı yaparak guvenlik konseyinin toplanmasını sağladık ve bir ateşkes kararı çıktı. Biz Gazze’ye sayısız defalarca gittim ben. Orada çok buyuk sayıda insani yardım, sağlık, barınma gıda icraaları. Bir kalp nakli, kornea nakli yapıldı ilk olarak. Bizim her yerden göturduğumuz yardımlar sayesinde oldu. Biraz önce görduğunuz o yaşlı hanımla olan bir fotoğraf vardı, bu Abdurabbu ailesinden 4-5 katlı evi yıkılmış bir hanımın eviydi. Ben o kadıncağızı teselli ediyordum. 77 senesinde İsrail’in gaddarca saldırı neticesinde daha önceki evleri yıkılıyor, kocası ölduruluyor. Bu sefer çocukları ölduruluyor, butun mal mulk kaybediyor. Ben o kadıncağızı çadırında ziyaret ettim. Ona ve etrafındakilere yardım göturdum.
Daha sonra Kudus’le ilgili olarak teşkilatımızın tarihinde ilk defa stratejik bir plan yaptık. Kudusluler eşit vatandaşlık hakkına, insan haklarının tatminine yönelik imkanları yok, işgal altında. Kendi vatanlarında evlerinde yabancı olarak muamele göruyorlar. 60 seneden beri mektep bakımından, hastane bakımındna, ev barınma ihtiyacı bakımından sıkıntı içerisinde. Çunku işgal kuvvetleri musaade etmiyor. Biz barınma eğitim sağlık ihtİyacını gidermek için Kuduslulerle beraber, belediye reisi, valisi, filistinle beraber, islam kalkınma bankasını devreye sokarak, bir Kudus kurtarma planı yaptık. Ben bunu devlet zirvelerine göturdum ve bunlar kabul edildi, uygulanıyor şimdi.
Filistin davasına yaptığım en buyuk hizmetlerden birisi, Filistin’in BM ve bağlı kuruluşlarına uyeliğini sağlamaktır. UNESCO’ya tam uyelik olmuştur. Filistin devleti BM’nin bir alt organında tam uye oluyor. Guvenlik konseyinde, Filistin’in tam uye olması mumkun değildi, o zaman gözlemci uye olması lazım. Guvenlik konseyi bildiğiniz sebeplerden dolayı evet demiyordu.
Bunları yapan bir insana siz nasıl diyebilirsiniz ki Filistin’e hizmet etmedi? Bana butun bunların hepsinden en ustunu, Gazze’ye gidip birkaç defa o insanlarla temas etmek, tarihimizin 20’nci ve 21’nci yuz yılın kara lekesi olan Filistin davası, oradaki insani yaşama şartlarının altında yaşayan Gazzelilerin halini görmek ve yardımcı olmak. İkinci gururum, Mescidi Aksa’da, Hazreti peygamberimizin miraca yukseldiği noktada namaz kılmayı nasip etti. Gerisi beni ilgilendirmez.
''DİPLOMATLARINIZ REHİN ALIYORSA
HERHALDE BİR SIKINTI VARDIR''
Ataturk’teki yurtta sulh cihanda sulh sözunun gereğinin yapılmaması gerektiğini söylediniz. Bugun ku dış politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ey azizler dediniz, Bunlar monşer sözune atıfla mı söylendi?
Ben size referansımı söyledim. Bugun pilotlarınız, diplomatlarınız rehin alınıyorsa ve içeride dışarda siz hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir sıkıntı vardır. Birkaç ulkede buyukelçiniz yoksa ve eski ticaret yollarınız kapatılmışsa, herhalde burada bir sıkıntı var. Gerçekten bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim dunyadaki yalnızlığımız daha da artacaktır.
''TRT SAYIN BAŞBAKANIMIZA 553 DAKİKA,
SELAHATTİN BEYE DE 3 DAKİKA LÜTFETMİŞ''
Temsili demokrasinin vazgeçilmez şartı seçimler. Siz kampanyanızı yeni başlattınız. Sanıyorum bir ay zarfında,seçimin adil şartlarda yapılması meselesi olacak. Sonuçlar uzerinde belki de bir şaibe oluşturacak. Bu itirazlarınız doğrultusunda neler yapmayı planlıyorsunuz?
Dunyanın hiçbir yerinde cumhurbaşkanlığı seçimi iki ayda yapılmaz. ABD’de iki sene falan devam ediyor. Biz iki aya indiriyoruz, bu tuhaf bir şey. Mesele diyoruz ki devlet para vermesin. E peki, birileri devletin imkanlarıyla yararlanıyor? İki aday neden yararlanmasın? Ondan sonra iki ayda ancak siz evi taşırsınız. Ama bir cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi? Demek ki öyle duşunulmuş. Bugun gazetelerde gördum. TRT sayın başbakanımıza, 553 dakika tahsis etmiş. Bu abdı acizlerine, bu adaya ve Selahattin beye de uç dakika falan lutfetmiş. Bu milletin gözunden kaçmıyor. Birinci sırada oturanlar hatırlar, uçuncu dörduncu sıradakiler hatırlamazlar.
80’li yıllarda, o devrin muktedirleri, apoletli olanlar, oturdular masa başında siyasi rejim kurdular. Dediler ki Turgut Sunal paşayı sağ partinin başı yapalım, bizim Necdet paşa iyi adamdır onu da sol başkanı yapalım. Rahmetli Turgut Özal çıktı ve buna meydan okudu. Biz de milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız.
''MEVKİM NE OLURSA OLSUN...''
Eğitime bilime gençlere yönelik vurgular yaptınız. Siyasetçilerden bu kadar çok vurguyu göremiyorduk. Öğretmenler hakkında ne duşunuyorsunuz? Bu sözlerinin cumhurbaşkanlığı seçimleri için mi geçerli? Hizmet aşkınız devam edecek mi? Kazanamazsanız bu söyledikleriniz rafa mı kalkacak?
Şimdi tabi bilim ve teknoloji konusunda benim göruşlerim bir yerde inançlarımdır. Ben fen fakultesinde yetişmiş, doktora sonrasını hep kimyada yapmış bir insanım. Onun için bilimle ilgili ilgim çok yakındadır ve teknik seviyededir. Ben bizim ulkemizin geleceğini ilmi araştırmalarda, yani biz şimdi ilmi araştırma seviyesinde ikinci ligdeyiz. Bu 20 seneden beri bu şekilde.
Biz 2023’e hedef koyduk. İlk on ekonomi arasına girmek. Hepimizin çalışmamız lazım. Ama aynı şeyi bilim konusunda araştırma geliştirme konusunda aynı şeyi yapmamız lazım. İkinci ligde birinci lige girmemiz lazım. Son görduğum rakamlar 16-17 falandı. Bizim çıkış yolumuz budur, çunku yoğun emek şeklinde bir siz ileri teknoloji kullanırsanız ve yeni teknolojileri keşfederseniz katma değeriniz yuksek olur. O yuzden ekonomiyle bilim ve teknoloji arasındaki karşılıklı etkileşim çok önemli. Mevkiim ne olursa olsun ona inanacağım.
''ANA DİLİ İNSANIN TEMEL HAKKIDIR''
Herkesin aday olduğunu söyluyorsunuz. Kurt sorununda nerede durduğunuzu öğrenmek istiyorum. Hukumetin yuruttuğu çözum surecine nasıl bakıyorsunuz? Prensipte Abdullah Öcalan ile göruşulmesine ne dersiniz?
Kurt meselesi bizim en hassas, muhim meselemizdir. Barış elbette barış. Savaş elbette hayır. Ve barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı sağlamak için bizim çok önemli tecrubelerimiz var. Biz bin senedir beraber yaşıyoruz. Sosyal hayatlarımız örf adetlerimiz yemeklerimiz her şeyimiz. Birbirine baktığınız zaman kimin Kurt, kimin Turk olduğunu fark etmek mumkun değil. Ama dil farkı var. O dile karşı da ulkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopayla halletmeye çalışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. İnsanları susturmak, ana dillerini konuşmamalarını sağlamak kabul edilemez bir şey.
Ben yabancı bir ulkede doğdum. Benim için ana dilim, ana sutu gibi, ana dili insanın temel hakkıdır. Ana dilini konuştuğu yer vatandır. Eğer siz konuşamıyorsanız siz vatanınızda yaşamıyorsunuz. Bu olacak şey değil, çok buyuk haksızlık oldu. bunun giderilmesi şarttır. Bunu nasıl yapacağız? Bu bin senelik tarihin, genlerimize işlemiş kodlarıyla, bugun insan hak ve hurriyetlerinin anayasa konması, kanunların geliştirilmesi, hedef aldığımız AB normlarını getirmektir ve bu gibi problemi meselesi olan tek ulke biz değiliz.
Bunları yaparken sonunda siz bunu muhakkak Meclis’e göturmeniz lazım. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir milli mutabakatın olması lazım. Bunu sağlamadığınız takdirde bu barış aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar menfaatlerden daha fazla olur. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hurriyet içerisinde istedikleri yerde yaşamaları lazım. Bunu yaparken, ulkenin toprak butunluğunu, hakimiyet milletindir, anayasal sisteminin korunması lazım, bayrağın birliği ve resmi dilin birliği konusunda buyuk bir anlayış göruyorum. Biz bu imkanlara sahibiz. Elbette cumhurbaşkanı bunları kolaylaştırıcı rol oynaması lazım.
Halk oylamasıyla seçilecek cumhurbaşkanının bir elinde anayasa bir elinde halktan aldığı guçle hukumete destek verebilir, bu yolları açabilir.
Tayyip Erdoğan hukumetiyle çalışacaksınız. Hukumetle ilişkiniz nasıl olacak? Şu sureçlere mudahale edilir, şu yasaları veto ederim, rektör atamalarında şunu gözetirim gibisinden, nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Hanımefendi bakınız Turkiye 90 senelik bir devlet. Arkasında bin senelik bir mazi var. Biz devleti ilk defa idare edecek değiliz. Bu milletin her ferdinin bir tarihi muktesebatı vardır. Ben yuz devlet gezdim, dokuz senede altmış devri alem yaptık. Devlet başkanları, krallarla, başkanlarla, ABD’sinden Rusya’sına Almanyası’na kadar. Biz bu işleri ilk defa yapacak değiliz. Bu işleri yapan ilk biz değiliz. Bu sistemi biz icat etmedik. Parlamenter sistemi biz cumhuriyetle değil saltanat döneminde kabul ettik.
Ataturk cumhuriyeti kurdu, milli istiklal mucadelemizin kahramanı Mustafa Kemal Paşa devleti kuruyor, başvekile devrediyor. Bizim geleneğimiz bu. Bu görevler anayasada ilgili kanunlarımız var. birisi kalkar der ki, bir parti lideri, ben bu sistemi beğenmiyorum. Bunun yerine yenisini, başkanlık rejimi daha iyidir. Gayet tabi bunun tartışılması lazım, ama bunun Meclis’te kabul edilmesi, anayasanın değiştirilmesi lazım.
Siz anayasanın 104’ncu maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıyorsunuz ben beğenmiyorum diyorsunuz, bu olamaz, anayasanın ihlalidir. Amerikan sistemiyle bizim ulkemizin ilgisi yok. Orası ABD. Değişik devletler birleşiyor, her devletin kongresi var, devlet başkanı yetjkilerine sahip valisi var. burokrasisi yasaması her şeyi var. Kanunları var, A ve B eyaletindeki kanunlar farklı. Federal yapının başına başkan koydular.
Bizim böyle bir şeyimiz yok ki. Bizim tek devletimiz var. bazı arkadaşların söylediği gibi guçlu bir iktidar… Guçlu iktidar var işte başbakanının elinde, icrada. Cumhurbaşkanının icra yetkisi var mı acaba? Ben bilmiyorum. Ama şu da var. eğer siz seçildikten sonra, ben seçildikten sonra, meclis bu anayasayı değiştirir, yeni hukumler getirir, elbet cumhurbaşkanı onayladıktan sonra, yururluğe girmesinden sonra onu uygulamak mecburiyetindedir.
''SAYIN BAŞBAKANLA MÜKEMMEL BİR DOSTLUĞUM VAR''
İş dunyasında bir nabız tuttum sizinle ilgili. Şu anda bir kararsızlık var. mesela cumhurbaşkanı tarafsızlığında aynı şeyleri duşunuyorlar. İstikrarla ilgili bakınca bundan biraz urkuyorlar açıkçası. Kendinizi herhalde iş dunyasına tanıtacaksınız. Sorum şu, gerekirse dediniz AK Partiyle birlikte çalışacağım. Ekonomik istikrardan ne anlıyorsunuz acaba? Nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Şuphesiz ki ekonomiyi yuruten hukumettir. Bakanlarının idaresi altında. Cumhurbaşkanının görevi nedir? Görevi yardımcı olmaktır. Milletin talepleri de meclisten gözden kaçmışsa onların dikkatine ve toplumdaki değişik aktörlerin bir araya gelip, daha uyumlu, hem devlet reisidir, hem cumhuriyetin butunluğunu temsil eder.
Şunu ben sorunuzla ilgili olarak söylemek istiyorum. Şimdi bu seçim bir Meclis seçimi değildir, biri iktidar seçimi değildir. Vatandaşımız gidip partiye bir oy vermiyor. Üç aday var, vatandaş uygun görduğunu seçecektir. Cumhurbaşkanı olduğu zaman mevcut hukumetle elbet çalışacaktır. Bunu duşunmek biraz, bizim didişme kulturumuzden doğan bir şeydir.
Benim sayın başbakanla çok mukemmel bir dostluğum vardır belediye reisliğinden itibaren. Böyle bir meselem yoktur. Ben zaten AK Partililerden oy alacağımı biliyorum, kurucuları arasında dediler ki lutfen kabul ediniz, ben buna guveniyorum. Ben AK Partinin aleyhinde değilim ki, böyle bir şey yok. Ben AK Partinin adayının da aleyhinde değilim. Halkın bunu seçmesi lazım. Zaten biz diyoruz ki, oyunuzu istediğinizi veriniz, ama gelecek seçimde siz bildiğiniz partilere veriniz. Siz ekonomiden memnunsanız yine gidin Ak Parti’ye veriniz, bu gayet basit bir şey.
''HAŞİM KILIÇ'IN BEYANATINA İMZA ATIYORUM''
Geçtiğimiz gunlerde Haşim Kılıç’ın bir açıklaması olmuştu. “Bağımsız ve tarafsız bir yargıya ihtiyaç var" açıklaması olmuştu. 17-24 Aralık soruşturmalarının demokratik ulkelerde olduğu gibi yurutulduğune inanıyor musunuz?
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç beyin beyanatına imza atıyorum. Sayın Kılıç, insan hak ve hurriyetleri konusunda çok zor imtihanlarda başarılı olmuştur. Bugun de bu biraz önce okuduğunuz ifadelerine saygıyla bakıyorum ve aynen imza, sırf hemşeri olduğum için değil aynı fikirde olduğum için söyluyorum. 17-25 Mart sorunuza cevap vermek isterim. Adli vakaların siyasileştirilmemesi lazım gelir. Bir adli vaka olmuşsa, bu suçlamanın doğru olup olmadığının ispat edileceği yer mahkemedir. Memleketi ikiye bölup savunanlar ve suçlayanlar, toz duman içinde gerçeklerin gözden kaçmasını sağlamak bence iyi bir şey değildir.
Geçen hafta Sarkozy’le ilgili Fransız adaleti sessiz derin soruşturma yapmış ve bu halka açıklandı ve adalet mecrasına yöneldi. Biz Avrupa normları diyorsak önumuzde guzel bir örnek var. Bizim adalet sistemimizin her şeye rağmen doğru karar vereceğine, yeter ki ulkede hakimler olsun.
Siz uluslararası alanda çok fazla görev yapmış birisiniz ve Turkiye’de cumhurbaşkanı olduğunuz takdirde, 1915 olaylarının yuzuncu yılı olacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
1915 tarihinde olan uzucu hadiseler bizi hep uzmuştur ve uzmeye devam edecektir. Ben çok iyi hatırlıyorum. 70’li yıllarda öğretim uyesi olarak, dışişleri bakanlığıyla da ilişkilerim vardı. Bu iki bakanlıktaki faaliyetlerden haberdar olarak meselenin ilk safhasını biliyorum. Daha sonra diplomatlarımız ölduruldu. Devlet bunu bir vesileyle durdurabildi. Ama bu devletimiz, bugunku hukumet meselesi falan değil. rahmetli Turgut abi, Turgut bey zamanında yine böyle bir kabardı. O zaman Turgut bey, ABD’deki Turkolaglarla bir faaliyetlerin içerisinde girdi.
''HÜKÜMETİN BAŞSAĞLIĞI MESAJI DOĞRUDUR''
1915 olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olan hadiseler bizi her zaman uzmuştur ve uzmeye devam edecektir. Meselenin ilk safhasını biliyorum, diplomatlarımız ölduruldu. Rahmetli Turgut abi zamanında yine böyle bir kabardı. Yanlış itibarlar giderilmeye çalışıldı. Hukumetin başsağlığı mesajı doğrudur, yerindedir
''ANAYASANIN DEĞİŞMEYE İHTİYACI VAR''
Hollandalı Gazeteci: Anayasayı korumak istiyorsun. Cumhurbaşkanı olursanız anayasayı değiştirecek misiniz? Değiştirirseniz nasıl yapacaksınız?
Anayasamızın değişmeye ihtiyacı vardır. Turkiye’de parlamenter seçimin değişmesine hayır diyorum.
''GEZİ'YE İLK GÜN GELENLER ÇOK VATANPERVER İNSANLARDIR''
Berkin Elvan olayı…. Ali İsmail Korkmaz’la ilgili tweetiniz var. Gezi sureciyle ilgili duşunceleriniz nelerdir? Ekmek sloganına eleştiriler var…
Cumhurbaşkanı icra makamı değil. Anayasa böyle. İcra cumhurbaşkanına karşı sorunludur. Bazı yetkileri de var mesela. Bu sefer cumhurbaşkanı halkın oylarıyla geliyor makamına. Bu da ona bir guç verecektir, siyasi guç verecektir. Bu gucu nasıl kullanacaktır? Böyle zincirleme bir reaksiyondur
Gezi’ye gelince… Samimiyetle inanıyorum. Bu Gezi Parkı'na ilk gun gelen gençler çok vatanperver insanlardır. Şimdi o gençlere sopa gaz yerine iletişimle yaklaşsaydı farklı olurdu. Gençlerle diyalog kurmak lazım, ötekileştirme olmaması gerekir. Ailenin reisidir cumhurbaşkanı. Falaka zamanı geçti artık.
''SİYASETİN YABANCISI DEĞİLİM''
Çok guçlu bir siyasi liderle yarışa girdiniz. Siz şimdi anketleri okuyoruz, miting de yapmayacaksınız. Kampanyanızı halka nasıl aktaracaksınız.? Siz Erdoğan’ı hangi noktalarda yakalayıp birinci turda öne geçmeyi duşunuyorsunuz? Yuzde 50’yi aşmayı nasıl sağlayacaksınız?
Bu seçim çok farklı bir seçim. Yol yapmak, köpru yapmak vaadiyle seçime gelemezsiniz Başbakanlığı namzet değilsiniz. Bunu yapanlar var. Benim siyasetle ilgili olmadığım varsayımı. Aktif siyasetin içerisinde olmadım ama her zaman çok yakınındayım. 1970’den beri siyasete girme teklifleri gelmiştir. Sonra AK parti zamanında da aynı şeyler oldu ama ben her zaman kariyeri tercih ettim. Siyasette çoğu kişiyi yakın tanırım. Siyasetin yabancısı değilim. Böyle bir imaj yurutuluyor ama böyle bir şey yok. Bu ikisini bilen bir adam bu memlekete hizmet eder.
Bu benim için şaşırtıcı bir husustur. 16 Haziran’dan itibaren, adımın açıklanmasından sonra halkta bırakın benim etrafımdaki insanları, Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de insanlarda çok enteresan bir değişim talebi var. Cumhurbaşkanlığı konusunda halkın farklı bir bakış açısı var. Bu demek değildir ki sizi isteyenler hepsi sizi istiyor.
Bu ortalama vatandaş yeni merkeze, sağa oy veren arkadaşlar çok buyuk bir ilgi var. Salı pazarına gittiğinizde başı kapalı olsun, açık olsun, köyden gelmiş olsun hepsinin gösterdiği kelimeler aynı. Milletin içinde böyle bir teveccuh var ve ben buna guveniyorum.
Bu millet muktedirlerin oyununu bozmuştur.
Bu tartışma bitmiştir. Alevi kardeşlerimizle ilgili de çok buyuk bir destek vardır.