Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, 'Sivas Katliamı'nda ölenleri andı

27 yıl önce Sivas Madımak Oteli’nde, çoğunluğu Alevi 33 yazar ve ozan ile iki otel çalışanının yakılarak öldürüldüğü; Sivas Katliamı’nda hayatını kaybedenleri anmak üzere toplanan Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, davadaki zaman aşımı durumlarına ve kaldırılan cezalara tepki gösterdi.

Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, 'Sivas Katliamı'nda ölenleri andı

27 yıl önce Sivas Madımak Oteli’nde, çoğunluğu Alevi 33 yazar ve ozan ile iki otel çalışanının yakılarak öldürüldüğü; Sivas Katliamı’nda hayatını kaybedenleri anmak üzere toplanan Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, davadaki zaman aşımı durumlarına ve kaldırılan cezalara tepki gösterdi.

Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, 'Sivas Katliamı'nda ölenleri andı
03 Temmuz 2020 - 11:12 - Güncelleme: 19 Temmuz 2020 - 21:04
Reklam

Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu, 2 Temmuz 1993'te gerçekleşen Sivas Katliamı nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün katılımıyla düzenlenen basın açıklamasını platform adına, Bahçelievler Hacı Bektaş-i Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Ufuk Emre Bektaş okudu. Pandemi dolayısıyla önlem alınarak Şirinevler yürüyüş yolunda gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda vatandaş da katıldı.

Açıklamasına bir şiirle başlayan ve kutuplaşmanın, insanlık suçlarının sona ermesini, devletin yaşananlarla yüzleşmesini istediklerini dile getiren Başkan Bektaş, “Bundan tam 27 yıl önce 2’si otel görevlisi olmak üzere; aydınlarımız, sanatçılarımız, semah dönen canlarımız; 35 insanımız Sivas Madımak Oteli’nde katledildi. Gericiler haftalar öncesinden bildiriler dağıtıp ‘kıyam’ ve ‘katliam’ çağrıları yaptı. Toplanan güruh, ‘kahrolsun laiklik, şeriat isteriz’, ‘şeriat gelecek zulüm bitecek’ gibi sloganlar ve tekbirler eşliğinde, devletin gözü önünde katliamı gerçekleştirdi. Açıkça görüldüğü gibi Sivas Katliamı, Alevilere karşı organize edilen ve orta çağdan kalma gerici katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirilen planlı bir katliamdı. Kerbela`dan Madımak Katliamı’na zihniyet değişmemişti. Madımak aileleri 27 yıldır adalet beklerken, davanın arkasındaki sis perdesi kaldırılmamışken, Madımak utanç müzesi yapılmamışken, katillerden Ahmet Turan Kılıç’ın cezasının kaldırılması; Alevi yurttaşlara yeni bir meydan okuması olarak tarihteki yerini almıştır. Yarası hafızalarda ve kalplerde ilk gün olduğu gibi taze olan Madımak vahşetiyle devlet bugüne kadar yüzleşmemiştir. Zaman aşımıyla, sanık avukatlarının devletin önemli kademelerine getirilmesiyle, daha birkaç ay evvel faillerden birinin serbest bırakılmasıyla adeta Madımak’ın açtığı yara sistematik biçimde diri tutulmaya çalışılmaktadır” ifadelerini kullandı. >365/Haber Merkezi

Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu’nun basın açıklamasının tamamı şöyle:

Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek
Zalimin elinde tutsak
Cahile kurban olarak
Yalanla kirlenmiş havada
Güçlükle soluk alarak
Savunmak gerçeği çoğu kez
Yalnızlığını bilerek
Korkağı döneği suskunu
Görüp de öfkeyle dolarak

Toplanır ölü arkadaslar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek

Kucaklıyor beni Metin Altıok
Aldırma diyor gülerek
Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak

Kucaklıyor beni Metin Altıok
Aldırma diyor gülerek
Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak

Yaşamak bu yangın yerinde
Her gün yeniden ölerek...

Bundan tam 27 yıl önce 2’si otel görevlisi olmak üzere; aydınlarımız, sanatçılarımız, semah dönen canlarımız… 35 insanımız Sivas Madımak Oteli’nde katledildi.

Tarihe kara bir sayfa olarak geçen katliamda; Edibe Suları Ağbaba, Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Mehmet Atay,  Sehergül Ateş, Behçet Sefa Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Carina Cuanna, Belkıs Çakır, Serpil Çanik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Serkan Doğan, Murat Gündüz, Hasret Gültekin, Gülsün Karababa, Menekşe Kaya, Koray Kaya, Uğur Kaynar, Asaf Koçak, Handan Metin, Sait Metin,  Yasemin Sivri, Asuman Sivri, Özlem Şahin, Nurcan Şahin, İnci Türk, Yeşim Özkan, Ahmet Özyurt, Huriye Özkan ve otel çalışanları Kenan Yılmaz ve Ahmet Öztürk yaşamlarını yitirdi.

Gericiler haftalar öncesinden bildiriler dağıtıp ‘kıyam’ ve ‘katliam’ çağrıları yaptı. Toplanan güruh, ‘kahrolsun laiklik, şeriat isteriz’, ‘şeriat gelecek zulüm bitecek’ gibi sloganlar ve tekbirler eşliğinde, devletin gözü önünde katliamı gerçekleştirdi.

Açıkça görüldüğü gibi Sivas Katliamı, Alevilere karşı organize edilen ve orta çağdan kalma gerici katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirilen planlı bir katliamdı. Kerbela`dan Madımak Katliamı’na zihniyet değişmemişti.

Katliamdan 1 yıl önce 1992 yılında Sivas’ın Banaz Köyü’nde coşkulu bir katılım olduğu için Pir Sultan Abdal Anma Etkinliklerinin 1993’te Sivas Merkez’de yapılması kararlaştırılmıştı. Yani bir nevi; Pir Sultan’ın köyünden, Vali Hızır Paşa’nın huzuruna çıkmaktı bu.

Tarih bir kez daha tekerrür etti ve insanlık, bu kez Pir Sultan’ın evlatlarının Hızır Paşa’nın evlatları tarafından katledilişi karşısında utandı. İnsanlık tarihinin bu kara lekesi hafızalarımızda, yaralı bilinçlerimizde, kanayan vicdanlarda 27 yıldır hiç durmadan büyümektedir. 

Sivas katliamı, Türkiye halklarına ve inanç topluluklarına karşı yapılan ne ilk, ne de son katliamdır. Bir yönüyle de Sivas Katliamı; aydınlığa, çağdaşlığa, demokrasiye, laikliğe, bir arada yaşama kültürüne ve eşit yurttaşlık mücadelesine karşı yapılmış bir saldırıdır.

Yarası hafızalarda ve kalplerde ilk gün olduğu gibi taze olan Madımak vahşetiyle devlet bugüne kadar yüzleşmemiştir. Zaman aşımıyla, sanık avukatlarının devletin önemli kademelerine getirilmesiyle, daha birkaç ay evvel faillerden birinin serbest bırakılmasıyla adeta Madımak’ın açtığı yara sistematik biçimde diri tutulmaya çalışılmaktadır.

Madımak aileleri 27 yıldır adalet beklerken, davanın arkasındaki sis perdesi kaldırılmamışken, Madımak utanç müzesi yapılmamışken, katillerden Ahmet Turan Kılıç’ın cezasının kaldırılması; Alevi yurttaşlara yeni bir meydan okuması olarak tarihteki yerini almıştır.

Her geçen gün daha çekilmez hale gelen baskı ve sömürü düzenine teslim olmamızı, insanlığa karşı işlenen katliamları unutmamızı bekliyorlar. Sivas’ı, Gazi’yi, Roboski’yi, Suruç’u, Ankara Katliamını unutmamızı istiyorlar.

Halklar ve inançlar arasında kutuplaşma yaratan tekçi zihniyetlerin eşitlik ve özgürlük içinde bir arada yaşamı inşa etme ufku ve gerçekliği olamaz.

Öteki gördükleri herkesin üzerine karanlık gibi çöken hükümetlerinden, tekçi ve asimilasyoncu uygulamalardan kurtulmak için bütün toplumsal muhalefet dinamikleri olarak güçlerimizi birleştirmeli, demokratik yollarla bu karanlığa son vermeli; sevinçlerimizi de acılarımıza da ortaklaştırmalıyız.

Biz, insanlık suçlarının karşısında olacağımızı, katliamları yaratan zihniyetle mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurgularken Sivas katliamında yitirdiğimiz canları saygıyla ve özlemle anıyoruz.

Biz; türkülerimizle, semahlarımızda, barışa ve dostluğa olan isteğimizle onları daima yaşatacağız. 

Bahçelievler Emek ve Demokrasi Platformu

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum