Bahçelievler Belediyesi şehitlerimiz için anma programı gerçekleştirdi

Bahçelievler Belediyesi’nce tertiplenen ve 3 oturum şeklinde yapılan ‘Şehitlerimizi Anma Özel Programı’nda; şehitlerin isimleri tek tek anons edilerek anıldı ve dualar edildi. Önemli isimlerin katıldığı programda; şehitlerin hayatı ve mücadelesi de anlatıldı.

Bahçelievler Belediyesi şehitlerimiz için anma programı gerçekleştirdi

Bahçelievler Belediyesi’nce tertiplenen ve 3 oturum şeklinde yapılan ‘Şehitlerimizi Anma Özel Programı’nda; şehitlerin isimleri tek tek anons edilerek anıldı ve dualar edildi. Önemli isimlerin katıldığı programda; şehitlerin hayatı ve mücadelesi de anlatıldı.

Bahçelievler Belediyesi şehitlerimiz için anma programı gerçekleştirdi
25 Şubat 2022 - 23:09 - Güncelleme: 25 Şubat 2022 - 23:58
Reklam

Bahçelievler Belediyesi ‘Şehitlerimizi Anma Özel Programı’ düzenledi. Etkinlik, Bahçelievler Nurettin Topçu Sahnesi’nde gerçekleştirildi. Programa AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Cahit Altunay, İstanbul Müftü Yardımcısı Hüseyin Demirhan öğrenciler ve şehit yakınları katıldı. Etkinlik Kuran-ı Kerim okuma birincisi Bünyamin Aras tarafından okunan tilavet ile başladı. Program kapsamında Bahçelievlerli şehitler unutulmadı. Şehitlerin isimleri tek tek anons edilerek anıldı ve dualar edildi. Program kapsamında 3 oturum gerçekleştirildi. Oturumlarda şehitlerin hayatı ve mücadelesi izleyicilere aktarıldı.

UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ
Etkinlik, açılış konuşmalarıyla başladı. Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır şehitliğin anlam ve önemini sadece söylemlerde değil beyninizde kalbimizde yaşamak adına böyle bir program düzenlediklerini söyledi. Hakan Bahadır, “Malazgirt’ten İstanbul’un Fethi’ne, Kıbrıs’tan İdlib’e şehitlerimiz var. En son Bahçelievlerli şehidimiz olan Muhammed Enes Koç var. Hepsine rahmet diliyorum” dedi. Şehitleri asla unutmadıklarını kaydeden Bahadır, “Biz şehitlerimizi unutmuyoruz. Bizim destanlarımız var. Şehitlerimizin, gazilerimizi, yakınlarını el üstünde tutuyoruz. Onlar, çocuklarını babalarını kardeşlerini kaybettiler. Şehitlerimiz 'Türkiye’nin bayrağı inmesin!; 'Ezanlarımız susmasın!' diye kanlarını, canlarını verdiler” diye konuştu.  Şehit ve yakınlarına artık büyük önem verildiğini söyleyen Bahadır “Şehitlerimize gazilerimize yakınlarına önem verme bilinci veren biri var; O'da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Kimse şehitlerimize sahip çıkmıyordu. Aile Bakanlığımız kuruldu. Orada şehitlerimiz gazilerimiz ve yakınları için bir müdürlükleri var. Bizim Peygamberimizden gelen bir şehitlik geleneğimiz var. Biz asla vatanımızı bırakmayız” dedi.

MEKTEBİNDE ŞEHADET OLAN BİR MİLLET ASLA ESİR ALINAMAZ
AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan, şehitliğin 'şahitlik etmek' olduğunu söyledi. İnancımıza göre şehitliğin peygamberlikten sonra gelen en yüksek makam olduğunu söyleyen Turan, “İlahi mesajın yeryüzündeki önderleridir şahitleridir. En kıymetli şeyi canını feda ettikleri için en yüce makam ile müjdelenmiştir. Bizim milletimiz şahitlik makamına ulaşmayı en yüce makama ulaşmak olarak görmüştür” dedi. Mektebinde şehadet olan bir millet için asla esaretin olmayacağını ifade eden Turan, “Ruhu özgür olan insanın memleketi de özgürdür. Bin yıldır düşman hiçbir zaman yıkamamıştır.  16 devlet kurmuş ecdadımız. Bunların hiçbiri dışardan bir güç ile yıkılmamıştır” diye konuştu.

ŞEHİTLERİMİZ ŞEREF MADALYALARIMIZDIR
Hasan Turan, şehitlerin yolumuzu aydınlatan birer ışık olduğunu söyledi. Turan, “Bu millet, Malazgirt’ten İstanbul’un Fethi’ne, Kut’ül Amare’den Sarıkamış’a, İstiklal Harbi'nden 15 Temmuz’a nice şehitler vermiş; Ama yurdun bir karışını bile vermemiştir. O kefensiz yatanlar olmasa bu vatanda özgür olamazdık. Şehitlerimiz bizim boynumuzda asılı şeref madalyalarıdır. Şehitlerimiz yolumuzu aydınlatan ışıklardır. Yol güzergahımıza dikilmiş işaretlerimizdir” dedi.

ONLARI UNUTMAMAK ADINA BURADAYIZ
AK Parti İstanbul Başkan Yardımcısı, Cahit Altunay, “Onları unutmamak adına buradayız.  Şairin dediği gibi ‘Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dedi. İstanbul Müftü Yardımcısı Hüseyin Demirhan şehitliğin sıradan bir kavram olmadığını ifade etti. Demirhan, “Şehitlik, Şerri, İslami bir kavramdır. Bu kelimeyi duyan her Müslüman ayrı bir duygu yaşar. Kişi en aziz varlığını Allah yolunda verir. Şehitlik Peygamberlerden sonra en büyük mertebedir" diye konuştu.

YOKSUL BİR KENTTE BAŞLAYAN İLHAM VEREN BİR HAYAT
Programın 2. ve 3. Oturumlarında “Şehitler Anısına” konulu konferanslar yapıldı. Oturum Başkanlığı’nı Mahmut Bıyıklı’nın yaptığı etkinliğin ilk bölümünde tanınan özel isimlerin hayatı ve sergiledikleri mücadeleler anlatıldı. Mısırlı İslam düşünürü ve bir öğretmen Hasan el Benna ilk olarak konuşuldu. Müslüman Kardeşler teşkilatının kurucusu Merhum Hasan El Benna’yı programda Araştırmacı Kadriye Sınmaz anlattı. Sınmaz, Hasan Benna'nın Mısır’da yaşamış bir önder olduğunu söyledi. Benna'nın Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı temellerini attığını söyleyen Sınmaz, "O Yozlaşmalara tepki verdi. 1927 yılında öğretmen olarak mezun oldu. İslam düşüncesinin kahvehanelerden başlayarak tebliğ çalışmalarına başladı. Müslüman Kardeşler İsmailiye'de yoksul bir kentte kuruldu. Kurduğu teşkilat ilham verdi. Onu unutturmak istenildi ama şu anda bile onu anıyor ve anlatıyoruz” dedi.

MİLYONLARCA İNSAN ONDAN ETKİLENEREK MÜSLÜMAN OLDU
Gazeteci Yazar, Turan Kışlakçı Hasan Benna'nın çok özel bir kütüphanesi olduğunu ve bunu Türkiye'ye taşımak için çalıştıklarını söyledi. Fakat darbenin ardından projenin gerçekleştirilemediğini kaydetti. Kışlakçı, Amerikalı İnsan hakları savunucusu Malik El-Şahbaz’ın (Malcolm X) ilham veren hayatını anlattı. Kışlakçı,"Malcom X yaşadığı dönemde zencilere eziyet ediliyordu. Yaşadığı evi yakıldı. Babası tren istasyonunda öldürüldü. Annesi Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı. Aklını yitirdi. Yetimhaneye verildi. Okula başladı. Öğretmeni 'Oğlum ne olmak istiyorsun' diye soruldu. 'Avukat olmak istiyorum' dedi. Öğretmeni ona 'Senin öğretmen olman mümkün değil' dedi. Çünkü o dönemde zencilere avukatlık hakkı verilmiyordu. Okulu bıraktı. 21 yaşında hapse atıldı. Hırsızlık olayı bahane edilerek 6-7 yıl hapiste yattı. Orada bambaşka bir insan oldu" dedi. Kışlakçı, Malik El-Şahbaz adını alan Malcolm X'in iham veren bir hayat yaşadığını onun mücadelesiyle milyonlarca kişinin Müslüman olduğunu kaydetti.

ŞUBAT AYI ŞEHİTLER AYI
Akıncılar hareketinin önemli isimlerinden, Şehit Metin Yüksel’in hayatı ve mücadelesini programda Mehmet Şahin tarafından anlatıldı. Şahin, Metin Yüksel'in 23 Şubat 1979 tarihinde Fatih Camii'nin avlusunda kendisine pusu kurularak şehit olduğunu söyledi. Şubat ayının Türkiye’de şehit ayı olarak anılmaya başlandığını kaydeden Şahin, "21 yaşında şehit oldu. Mücadelesiyle hafızalarımıza kazındı" dedi. Şehit Yüksel'in 1977 yılında solcular tarafından vurulduğunu anlatan Şahin, "Ameliyattan kısa bir süre sonra doktorların uyarısına rağmen çıktı. 'Biz Müslümanız; Bizi kurşunlayarak yok edemeyeceklerini görmeleri gerekir' diyerek karakterini ortaya koydu" diye konuştu. 
Oturumların son bölümünde İsmail Halis’in başkanlığında düzenlenen oturumda 15 Temmuz şehitleri anıldı. Şehit Ömer Halis Demir, Erol Olçok ve Mustafa Cambaz program kapsamında hayatları izleyicilere aktarıldı. Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Recep Yeter, Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve İş İnsanı Cevat Olçok programda konuşmacı olarak yer aldı. 

15 TEMMUZ SİVİLERİN SİLAHLI GRUBA DİRENİŞİYDİ
Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar Mete Yarar, şehadetin rastlantı sonucu olan bir şey olmadığını söyledi. Yarar, “Birincisi sevgileri var ‘Vatan’ sevgisi. İkincisi İşini seviyorlar. Üçüncüsü yardımseverdir. Ömer Halis Demir’de de, o alttaki zemini görüyorsunuz. Bunlardan bir tanesi önce vatan sevgisi, ikincisi iman, üçüncüsü de temiz insan olmaları. Bu üçünün karışımı şehitlerde ortak paydadır” dedi.  15 Temmuz’un bir darbe girişiminden öte bir işgal girişimi olduğunu söyleyen Yarar, Şehit Ömer Halis Demir hakkında şunları söyledi: “Ömer Halis Demir olayını ilk duyuran kişiydim. ‘Memleket bir kahraman öğrenecek; Ve herkes onu konuşacak’ demiştim.  Zekai Aksakallı Paşa size bir görev veriyor. Bu işin sonunda şehadet var dediğinde ‘evet’ demek kolay değildir. Yürüyüşüne bakın son anına giderken bile kararlılıkla yürüdü. Bir saniye bile düşünmedi. Küçük bir hayali vardı. Küçük bir arsa alıp, etrafını duvarla çevirip, güller dikiyor. Çok kısa zaman sonra emekli olacağını orda emekliliğini geçireceğini söylüyor” diye konuştu. 15 Temmuz’un farklı bir direniş olduğunu söyleyen Yarar “15 Temmuz sivillerin direnişi silahlı bir gruba yapmasındandır. O yüzden tiyatro, senaryo denildiğinde kıyameti kopartıyoruz” dedi.

HAİNLER ONU TANISAYDI GERÇEK HOŞGÖRÜYÜ ANLARLARDI
Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Recep Yeter Gazeteci Şehit Mustafa Cambaz’ı anlattı.  Birlikte mesai yaptığı arkadaşını anlatan Yeter, “Nerede bir tarihi eser çeşme varsa onu çekmeyi kendine bir görev haline getirmişti. Mustafa’yla bir gün önce beraberdik. Kapının önüne oturmuştuk. Telefon gelmişti, kendi çektiği fotoğraflarla alakalı. En son görüşmememiz o oldu” dedi. “Eğer hoşgörü palavrasıyla dünyayı kandıran o hainler Mustafa’yı tanısaydı gerçek hoşgörüyü, tanırlardı” diyen Cambaz, “Çengelköy’de o akşam 8 vatandaşımız şehit oldu. Mahmut Ulusoy Mustafa’nın katiliydi. Astsubay rütbesini takmış bir hain. 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi” dedi. Merhumun şimdilerde Çengelköy’de ebedi istiratgâhında yattığını söyleyen Yeter, “ Bir ay önce yeni taşınmıştı. Çengelköy’e çok oturmak nasip olmadı. Mustafa’nın vatan aşkını dereceyle ölçemezdiniz. Hoşgörü timsali muhabbet ehli bir insandı” diye konuştu. 

HAYATIMDAKİ EN ACI AN OLDU
Erol Olçok’u programda kardeşi Cevat Olçok anlattı. Olçok şunları söyledi: “Erol abim, yeğenim Abdullah Tayyip o gecenin sembol isimlerinden. Onlar baba oğul şehit oldular.  Allah onlara nasip etti. Belki tek tesellimiz onların şehit makamına eriştiğine inanmamızdır. Bizi ayakta tutan hatırlarıdır, emaretleridir. Abim 54 yaşındaydı. Ailesinin kahramanıydı; Benim kahramanındı. Başarılı bir aile babasıydı. Aramızda 10 yaş var. Siz canınız kaybediyorsunuz acı tarafı da şu. Abinizi yeğeniniz şehit edenler. Bu ülkenin ordusunun üniformasını giyenler oldu. Bunlar bizi korumak için varlar. Ama onlar sizi haince vuruyorlar. Hayatındaki en acı şey haberi aldığım andı.  Vedalaşamadan son defa sarılamadan gitti. Yeğenim Abdullah Tayyip 17 yaşındaydı bir delikanlıydı. O gün caddelere inen gazilere minnettarım. Karşında silah olanlara durmak zordur. Ayrıca Cumhurbaşkanımıza bir teşekkür etmek isterim. Bu hainlerin karşısına geçti” 

Program Sanatçı Ömer Karaoğlu’nun konseri ile son buldu.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum