Ataköy'de bilirkişi raporu: Her şey yanlış!..

Radikal'in haberine göre, Ataköy sahilde mahkemelik olan imar planları için bilirkişi raporu hazırladı.

Ataköy'de bilirkişi raporu: Her şey yanlış!..

Radikal'in haberine göre, Ataköy sahilde mahkemelik olan imar planları için bilirkişi raporu hazırladı.

Ataköy'de bilirkişi raporu: Her şey yanlış!..
13 Mayıs 2014 - 12:13
Reklam

Ataköy'de mahkemelik olan imar planları için bilirkişi raporu hazırladı. Rapora göre verilen kararlar şöyle: Deprem riski göz önune alınmamış. 70 metre yukseklik sakıncalı. İstanbullunun kıyıya ve suya dokunma imkânı bulduğu bir kamusal alan daha inşaatlarla kapanacak. Arazideki tescilli ağaçların akıbeti belirsiz.

Radikal'in haberine göre Ataköy sahildeki inşaatların yapımına izin veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planları için İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açılan davada bilirkişi, planların iptaline yol açacak bir rapor hazırladı. 3 kişilik bilirkişi heyeti planların deprem riski göz önune alınmadan hazırlandığından, kıyı kullanımının kamuya kapatıldığından ve 70 metre yuksekliğin sakıncalarından söz ederek planların 'planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı’ sonucuna ulaştı. Mahkeme bilirkişinin raporuna uyarsa Ataköy sahilde halihazırda devam eden inşaatların tumu duracak.

2001’DE TOKİ’YE DEVREDİLDİ
Bakırköy ilçesi Ataköy sahili Zeytinlik Mahallesi’nde tescilli Baruthane Yapılar Topluluğu’nun bulunduğu 412 bin metrekarelik arazi, Emlakbank ve TOKİ arasında imzalanan 14 Aralık 2001 tarihli protokolle TOKİ’ye devredilmişti. 'Turizm alanı’ ilan edilen arazi parsellere bölunerek otel, AVM, akaryakıt istasyonu, rezidans ve benzeri fonksiyonlar tanımlandı. Bina yuksekliği 70 metre olarak belirlendi. TOKİ araziyi parsellere ayırarak satışa çıkardı. Bir kısmını da gelir paylaşımı yöntemiyle verdi.

AVM, OTEL, REZİDANS KONUT İNŞAATLARI YAPILDI
Ataköy 2. Kısım karşısındaki 174 parsel hasılat paylaşımı esasına göre Karadeniz-Örme ortaklığına verildi, arazilerin bir kısmında inşaatlara başlandı. Tarihi Baruthane binalarının olduğu 160 parsel ise hasılat paylaşımı yöntemiyle Çelebican A.Ş.’ye verildi. 'Blumar’ isimli projeyle AVM ve otel-rezidans planlandı. 181 parselde Simpaş evlerinin inşaatları yeni başladı. 182 parselde ise Bosphorus otelin inşaatı tamamlandı. Mimarlar Odası inşaat ruhsatlarının iptali için 160, 174 ve 182. parseller için dava açmış İstanbul 9. İdare Mahkemesi yurutmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak daha sonra 174 ve 182. parseller için yurutmeyi durdurmayı kaldırmıştı.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakultesi’nden Prof. Ayfer Kaynar tum bu inşaatların yapımına onay veren 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarında yapılan tadilatların yasaya aykırı olduğunu ileri surerek iptal istemiyle İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde geçen yıl dava açtı. Mahkeme Yrd. Doç. Dr. Ercan Koç, Doç. Dr. Oya Akın ve Doç. Dr. Yiğit Evren’i bilirkişi tayin etti. Mahkeme bilirkişilerden şu soruları cevaplamasını istedi: ''Planlarda revizyon yapılmasını zorunlu kılan nedenler var mı? Dava konusu imar planları ust ölçekli plana uygun mu? Plan notunun taşınmazlara getirdiği fonksiyon, yoğunluk, ulaşım, çevresel etkiler yönunden irdelenmesi ve planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına uygun mudur?"

BİLİRKİŞİ TEK TEK SAYDI
Bilirkişi yerinde yaptığı inceleme sonucunda fotoğraflarla hazırladığı raporu 21 Nisan 2014 gunu mahkemeye teslim etti. Raporda özetle şu itirazlar yapıldı, ''İmar tuzesi gereği 1/100 bin ölçekli Çevre Duzeni Planı’ndan (ÇDP) sonra 1/25 binlik ÇDP hazırlanmadan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı hazırlanmasının ve mevcut planda değişiklik yapılmasının uygun olmadığı, bu durumun ust ölçekli bir plan denetimine olanak sağlamamaktadır.’’

''Çevre yapılaşma koşullarının uzerinde yapılaşma hakları, silueti olumsuz etkileyen yapı yukseklikleri, getirilen yapılaşma yoğunluğunun ortaya koyacağı ulaşım ve altyapı problemlerinin butuncul değerlendirilememesi, kentsel kamusal kullanıma konu donatı alanları içermeyen bir içerik nedeniyle planlamanın varoluş sebebine aykırı yaklaşımlar sergilenmektedir.’’
''Parsellerin komşuluğunda tescilli yapılar (Baruthane) yer almaktadır. İmar mevzuatı tescilli parsel komşuluğundaki yapılaşmalarda mevcut tescilli eserlerin yapılaşma hakları, dokusu vb. ile birlikte değerlendirme gerektirmektedir. Bu gereklilik dava konusu parselleri içeren Nazım İmar Planı’nda izlenmemektedir.’’

''Parsellerde bilirkişi keşfi sırasında önceden tescil edilmiş ağaçların korunup korunmadığı konusunda bilgi edinilememiştir. Keşifte bilirkişi heyetine mevcut bir adet tescilli ağaç gösterilmiştir."
''Vaziyet planında tanımlanan işlevlerin özel kullanıma konu olduğu, kıyı arkasındaki toplumun, kıyıyı kullanmasına olanak tanıyacak kamusal işlevlere konu edilmemiştir. Kıyıya erişim 10 metrelik yaya yolu ile sağlanmaktadır. 10 metrelik yaya yolu 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olduğu, zira kıyı kenar çizgisinin önunde yapılaşmaya (yol dahil) olamayacağı, sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir kuralına rağmen yapı yaklaşma sınırı ile kıyı kenar çizgisi arasındaki mesafe yer yer 40 - 45 metreye duşmektedir.’’

70 metre nereden çıktı?
''Siluet çalışması sonucunda belirlenen 70 metre yapı yuksekliğinin hangi kritere bağlı olarak tanımlandığı tam anlamı ile belirsizlik ortaya koymaktadır. Bir başka deyişle kentin kıyı bandında 70 metrelik yapı yuksekliğinin belirlenmesi, kıyı arkasının, kıyı ile ilişkisinin kopartıldığı ve kıyı arkasında duvar etkisinin oluşturduğu bir yapılaşma duzeni tanımlaması açısından son derece olumsuzdur. Siluet yönetmeliği ile belirlenen maksimum yukseklik değeri butuncul plan çalışmaları kapsamında yoğunluk kademelenmesi yapılarak yuksek yapıların yapılabilmesine olanak sağlanabilecek alanlarda verilebilecek maksimum değeri ifade etmekte, bu değerin her yerde özellikle kıyı bandında verilebilmesi anlamına gelmemektedir."

''Deprem Master Planı’nda yer alan analiz çalışmalarında 'sıvılaşma hassaslığı yuksek bölgeler’ olarak tespit edilen ve deprem kaynağına son derece yakın konumdaki Ataköy bölgesinde, yoğun ve yuksek yapılaşma son derece önemli bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır.’’

Bu tespitler sonucunda bilirkişi şu sonuca ulaştı: ''Bilirkişi heyetimiz davaya konu 28.02.2012 onanlı 1/5000 ölçekli Ataköy Turizm Merkezi Nazım İmar Planı tadilatı ve aynı tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı tadilatın plan notu değişikliği ve 1997 onanlı Mer’i 1/5000 ve 1/1000 ölçekli nazım imar planlarının; planlama ilke ve teknikleri ile kamu yararına uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır.’’

KIYI KENTİ KİMLİĞİ BÖYLE YOK OLUYOR
Raporda şöyle denildi: ''Kıyı kenti olmanın en önemli bileşenlerinden biri kıyıya ve suya dokunma olanağını veren kamuya açık mekânların varlığıdır. 1950’li yıllarda banliyo olarak planlanan Ataköy 1 ve 2. Kısım konut alanlarının önunde kamping, otel, motel ve plaj alanlarının yer aldığı bölge, kentlinin kıyıya eriştiği suya dayalı aktiviteleri gerçekleştirebildiği, kıyı kenti kimliğinin en önemli bileşenlerini sağlayan içerikte bir bölge olarak ayrışmaktadır. Bu özelliğini 1980’li yılların sonuna kadar surdurulen alan turizm bölgesi ilan edilmesi sonrasında oluşturulan planlarda kamusal kullanıma konu edilmediği görulmektedir."