Suriyeli Göçmen Çocukların Eğitimindeki Sıkıntılar


Göç İdaresi Başkanlığı’nın 2021- 2022 verilerine göre; Uluslararası Koruma Altında bulunan (Suriye, Afganistan, Irak, Filistin, Somali ve Yemen) eğitim çağında 1.265.866 (5-17 yaş) nüfus bulunmaktadır ve bunların  855.136’sı eğitim çağındadır.(Ocak 2022 tarihi itibarıyla)
 
Bunlardan 1.124.353 (5-17yaş) Suriyeli olup ve sadece 730.806’sı  yani % 65’i  eğitim-öğretime dahil edilmiştir. 2014- 2015 yılı verilerine göre ise ;756.000 ve bunların 230.000’i yani % 30’u eğitim-öğretime dahil edilmişti.
 
   Yıllar           Eğitim Çağında  Nüfus         Toplam  Öğrenci
2014-2015               756.000                           230.000
2021-2022            1.124.353                           730.806
 
Eğitim çağındaki nüfusun % 66,7 arttığını, buna karşılık % 65’inin eğitim aldığını görmekteyiz. 2021 yılının başında yayınlanan bir rapora göre; Türkiye’de “Geçici Koruma Statüsü”ndeki Suriyeli nüfusun doğurganlık verileri evli kadın başına ortalama çocuk sayısı 5.3 , Türk kadının Doğu Anadolu Bölgesi’nde kadın başına ortama 3.2 çocuk düşerken, kuzey bölgelerinde bu sayı 1.6 çocuğa kadar gerilediğini görüyoruz.
 
TÜİK -2019 Suriyelilerin yaş ortalamasını 22.2, Türkiye genelini 32.4 olarak açıklanmıştır. Suriyeli vatandaşlarda bu kadar hızlı nüfus artışı ileri de Demografik yapı için bir sıkıntı yaratabilecektir. MEB, 2022 yılında 1 milyon 243 bin 801 öğrencinin LGS'ye katıldığını açıkladı. "Merkezi Sınav Değerlendirme Raporu"na göre, LGS 1 milyon 38 bin 492 öğrenci girdi ve katılım oranı yüzde 83 olarak gerçekleşti.
 
Yabancı uyruklu öğrencilerin iletişim problemi mevcuttur. Çocukların ana sınıfına gitmesi halinde akademik başarılarının yüksek olduğu görülmüştür. Bu çocukların ana sınıfına gitmesi zorunlu olmalı ve anne-babalarının da belli oranda halk eğitimden Türkçe öğrenmesi gerekmektedir. Anne-babaların belli oranda Türkçe öğrenmesi öğretmen-veli ilişkisi için önemlidir.
 
Bazı ekonomistler ve aktivistler tarafından “Bu çocukların eğitimini masraf olarak düşünmeyin, bir süre sonra Türkiye’ye katkısı olur” deniyor ama ülkeye sığınan mülteci çocukların belli bir kısmı bu ülkede kalacaksa ve bu ülkenin geleceği, bekası için bu çocukların da iyi eğitilmesi gerekir. Aksi takdirde akademik başarısı düşük çocuklar aynı sınıftaki bizim çocukları da olumsuz etkilenmesine, başarılarının düşmesine neden olur. Bizim geleceğimiz, gözümüzün nuru olan çocuklarımızın en iyi şekilde eğitilmesi yanında, geçici misafirlerimiz ve çocuklarının da gerekli güvenlik önlemleri ile ülkelerine dönmeleri, ana yurtlarında yaşamaları sağlanmalıdır. Bir de geçici misafirlerimizin ülkelerine dönmeleri için yapılan briket evlerine karşılık, ülkemizde krizle beraber artan kiralarını ödeyemeyen ve icra ile evden atılmaya çalışılan vatandaşlarımızı da bu durum çok rahatsız etmektedir. Umutsuzluğa kapılmadan, adaletli bir yönetim anlayışı ile “Biz Çözeriz” diyoruz. Güneşin doğuşu çok yakında...