Ahhh be güzel çocuk. Sen de mi?


Merhaba Gazete 365 okurları;
Ben Şule Ersoy. Bundan sonra ben de burada sizlerle olacağım. Bir Mali Müşavir, bir Kamu Gözetim Denetçisi, bir anne, bir siyasetçi, bir Cumhuriyet kadını olarak güncel konuları, hayatın, yaşamın içinden olayları irdeleyip sözün özünü paylaşacağım. İnce ince, akla ve duygulara dokunarak…
 
*************************
İlk yazımda; yakın zamanda yüreğimizi sızlatan acı olaya değineceğim: Sıla Şentürk.

Ahhh be güzel çocuk. Sen de mi?
Görüp de koruyamadığımız, kollayamadığımız.
Kulaklarımızı sağır eden vicdanlarımızın sesi nerede? Yoksa hep biz mi duyacağız bu vicdanların sesini. Üç maymunu oynamaktan bıkmadık mı?
Öldürülen kadınlarımızın, kızlarımızın yaşları gittikçe küçülmekte. Bu utanç hepimizin.
Oysa ki İslam dini Arapların kız çocuklarını diri diri toprağa gömmesiyle gelmemiş miydi?
Belli ki bir yerlerde büyük hatalar yapıyoruz.
 
Sevip, öpüp, koklamaya kıyamadığımız bu çocuklara her türlü kötülük yapılmaya başlandı. Belki mutsuzluktan belki huzursuzluktan. Ama bize ne, bunu da başka zaman konuşuruz. Şimdi bizim derdimiz bu çiçeklerimizi solduran düzene, adaletsizliğe.
 
Devlet devlet olmalı ki güçsüzsün yanında, kimsesisin başında olmalı. Kanun koyucu bozuk giden bu düzeni bozmalı, yerinde akılcı kanunları koymalı ve uygulanmasını sağlamalı. Adaletin teminatı olmalı. Güçsüz, zayıf bir kız çocuğu, kadın, vatandaş demeli ki “Kimse de olmasa benim yanımda Devletim var. Önce Allah’ım sonra Devletim var” diyebilmeli.
 
Haaa diyemiyor mu o zaman hepimiz suçluyuz.
Kanun koyucu, devleti yönetenler, kanun adamları, savcılar, hakimler, avukatlar ve bizler. Sıcacık yatağında yatan, amannn bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler. Ama o yılan bize de dokunacak. Belki bugün belki yarın, umutlarımıza, hayallerimize, kızlarımıza, çocuklarımıza, kadınlarımıza.
 
Toplumun bir kesimi mutlu yaşarken bir kesimi mutsuz olmamalı. Hep kader suçlanmamalı. Yüce Allah’ın yarattığı bu evrende hep beraber mutlu olmak mümkün. Bunun içinde önce zihniyetler değişmeli. İşte o yüzden İstanbul Sözleşmesi Yaşatır diyoruz. Haaa siz yaşatmaz biz daha iyisini bulup uygulayacağız mı diyorsunuz. Eee hadi bekliyoruz. Buyurun yapın. Elinizi tutan mı var? Biz İYİ Parti olarak makul siyaset yapacağız dedik, yapılan iyi ve güzel olan her şeyin arkasında olacağız dedik. Ama maalesef gerisi gelmemekte. İşte o yüzden biz yaparız biz çözeriz diyoruz. Gerekli kanunları da koyar, o kanunları da uygular, uygularken öğretir, öğretirken eğitir. İşte o yüzden bu ülkeye bir hanım eli değmeli, bir anne, bir öğretmen eli değmeli. O el de Meral Akşener’in eli ☀