OKULUMU ÖZLEDİM…


Bakanlık tarafından 31 Ağustos tarihinde okulların açılacağı belirtildikten sonra en çok konuşulan soru: ‘Okullar açılacak mı?’ Hemen arkasından her şeyi bilenlerin cevabı: ‘Sırf özel okullar için iki hafta açılacak, sonra tekrar kapanacak.’ Şimdi bu komplo teorisyenlerine bazı bilgiler aktaralım bir eğitimci olarak:

1-Türkiye’de özel okulda okuyan öğrencilerin toplam öğrenci sayısına oranı % 8.72. Daha net bir ifadeyle toplam öğrencilerin sadece % 8.72 ‘si özel okullarda okuyor.

2-Özel okullar birliğinin yapmış olduğu açıklamaya göre geçen yıla oranla yeni dönem için kayıt yaptıran öğrencilerin oranı % 80. Yine sadeleştirelim. Geçen yıl özel okullarda okuyan öğrencilerin %80’i 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılı için kayıtlarını zaten yaptırmışlar.

Şimdi buradan hareket edersek tüm dünyanın ilk defa karşılaştığı bir salgın sürecinde bu kadar değerli ve önemli hamleler yapan, uzaktan eğitim konusunda dünyanın bir numarası haline gelmiş bir bakanlığa ve bakanlık çalışanlarına ‘Efendim zaten % 80’i kayıt almış özel okulların geriye kalan %20’si için böyle manevralar yapıyor’ demek en hafif f ifadeyle haksızlıktır. Bu böyle biline!

Bir diğer konu. Biz öğretmenler ve öğrenciler birbirimizi özledik. Bir an önce birbirimize kavuşmak isteğindeyiz. Bakınız meslek gruplarına göre etkileşimde bulundukları gruplara hitap şekillerini incelediğimizde bir meslek grubumuz karşısındakine hastası olarak, bir diğer meslek grubumuz tanık veya sanık olarak, bir meslek grubumuz müşteri olarak hitap ederken biz öğretmenler ‘EVLADIM’ diye hitap ederiz. Biz öğretmenler hiçbir zaman ‘İşe gidiyorum’ demeyiz, ‘Okula gidiyorum’ deriz. Okul bizim için ikinci bir ev, öğrenciler ise çoğu zaman kendi çocuklarımızdan fazla zaman ayırdığınız evlatlarımızdır. Bu açıklama da ‘Okulların açılmasını öğretmenler istemiyor’ diyen kesim için.

Son bir husus ise bugün malumunuz tatil bölgeleri açık ve tabiri caiz ise ağzına kadar dolu. Bugün kahvehaneler açık, bugün düğün salonları açık, pazar yerleri açık. Yazımızın bu bölümünde de ‘Okullar açılırsa hastalık artacak, benim çocuğum hasta olursa sorumlusu kim?  sorusu ile ilgili yazalım. Tatil bölgelerinde plajda size ‘evladım maskeni tak, arkadaşına çok yaklaşma, elini yıka’ diye söyleyen bir beach sahibi ya da cankurtarana denk geldiniz mi? Ya da kahvede böyle bir uyarıcıya ya da düğün salonunda böyle bir anonsa denk gelen var mı? ‘Şimdi erkek tarafı maskelerini takıyor’ filan diyen. Okullarda bir öğretmen ve bir evlat faktörü var. ‘Evladım dikkatli ol’ diyecek, evladı hasta olursa üzülecek. Bir öğretmen faktörü var Covid-19 hastası olup da LGS ve YKS sınavlarına giren evlatlarıyla birlikte sınavlarda gözetmen olarak görev alan. Eğer üstte bahsettiğimiz tüm alanlar açılmış ise ve velilerimiz üstte yazdığımız alanlara girip çıkıyorlar ise o zaman okulların açılması hususunda bizlere yardımcı olmalılar. Biz uzaktan ya da yüz yüze eğitime devam edeceğiz ama biz EVLATLARIMIZI ÖZLEDİK ve maskeyle de olsa yüz yüze eğitim yapmak istiyoruz. Son olarak çok zor bir husus da değil ki tedbir almak. Çok basit iki yöntem. Eski bir eğitim modeli ile anlatmaya çalışalım;
‘Ata maske tak’
‘Ali sosyal mesafeye uy, uy Ali uy’

 Kalın sağlıcakla…