Dünya; 'Dur' diyor. Dur ve düşün!


Her musibetten bir ders çıkarması gereken insanlık korona virüsünden de ders çıkarabilecek mi bunu zaman gösterecek. Yaşadığımız gezegene tarafsızca baktığımız da,

Dünya; servetinin yarısını toplasanız binde bir azınlığın elinde olduğu bir gezegen...

Oysaki uzaydan bakıldığında yeşiliyle, mavisi ile cennet gibi yaşanılası bir yer...

Ama madalyonun diğer yüzü çok farklı, yaşadığımız bu gezegende hala çocuklar insanlar açlıktan ölüyor, hala arıtılmış temiz suya ulaşamayan ülkeler var. Hala savaşlar oluyor çoğu da anlamsız.
Emperyalizm dediğimiz illet kendisini var edebilmek adına gücü olmayan ülkelerin doğal kaynaklarını sömürebilmek için o ülkeleri yerle bir ederken, binlerce insanı da gözünü kırpmadan yok edebiliyor. Her şey birbirine girmiş, karmakarışık bir hal almış durumda.

Cehaletse modern dediğimiz çağın en büyük hastalığı olmuş…

İnsanoğlu hep daha fazlasını istiyor. Daha fazla toprak, daha fazla para, daha fazla mülk, daha fazla sömürge.

Daha fazla...

Ve bir anda gayet doğal yollardan bir virüs çıkıyor ve insanoğluna dur diyor...
Dur...

Hani masum bir virüs de değil, can alıyor….

Hem de insanoğlunun sahip olduğu en büyük zenginliğini elinden alarak...
Nefesini.

Torpil de geçmiyor. Hangi coğrafya da yaşadığının, hangi dine, dile, ırka mensup olduğunun, kim olduğunun (KRAL, BAKAN, MİLLETVEKİLİ) da önemi yok virüs için...

Sadece dur diyor. 

Dur!

Hayatta her şeyin bir bedeli vardır.

Korona da hoyratça sömürdüğümüz dünyanın bir bedeli.

Evet ağır bir bedel ama ders çıkarılması gereken bir bedel.

İnsanoğlu bu badireyi de atlatacaktır. UMARIM

Ve dünyanın kendisine verdiği mesajı artık anlamıştır. Dünya dur diyor. Dur ve düşün!