Berke Merter Roma Parkı’nı İBB’ye taşıdı

İstanbul Büyükşehir ve Bahçelievler Belediye Meclisleri Üyesi CHP’li Berke Merter, Cihangir’deki Roma Parkı'na yapılmak istenen ve tepkilere neden olan sosyal tesis çalışmaları ile ilgili İBB meclisine önerge sundu, 7 soruya cevap istedi.

Berke Merter Roma Parkı’nı İBB’ye taşıdı

İstanbul Büyükşehir ve Bahçelievler Belediye Meclisleri Üyesi CHP’li Berke Merter, Cihangir’deki Roma Parkı'na yapılmak istenen ve tepkilere neden olan sosyal tesis çalışmaları ile ilgili İBB meclisine önerge sundu, 7 soruya cevap istedi.

Berke Merter Roma Parkı’nı İBB’ye taşıdı
26 Kasım 2016 - 13:28 - Güncelleme: 26 Kasım 2016 - 13:37
Reklam

İstanbul Büyükşehir ve Bahçelievler Belediye Meclisleri Üyesi CHP’li M.Berke Merter, yeni bir önerge daha sundu. Verdiği önergelerle adından sıkça söz ettiren ve toplumsal olaylara duyarlılığıyla bilinen CHP’li meclis üyesi Berke Merter, Cihangir’deki Roma Parkı ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) meclisine soru önergesi sundu.
Cihangir’de bulunan Roma Parkı'na yapılmak istenen sosyal tesis çalışmalarının, kazı alanından çıkan arkeolojik kalıntılar ve mahalle halkının itirazlarına rağmen devam etmesine tepki gösteren Berke Merter’in sunduğu önergeye; Gazete365’in yayın bölgesindeki ilçeleri İBB’de temsil eden CHP’li meclis üyeleri de imzalarıyla destek verdi.
7 maddelik soru önergesine; Beyoğlu Belediye Meclis Üyelerinden; CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Yurtsever ile İsmail Söylemez, Bahçelievler Belediye Meclis Üyelerinden Hasan Tapan ve Seyit Ali Aydoğmuş, Güngören Belediye Meclis Üyelerinden ise; Musa Keleş ve Şenol Yolbir imza attı.

İşte, Berke Merter'in İBB meclisine sunduğu önergenin tamamı:
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİS BAŞKANLIĞINA

Konu: Roma Parkı Hakkında
Kanuni Sultan Süleyman oğlu Şehzade Cihangir’in ölümüne çok üzülür ve onun için bir camii inşa edilmesini ister.  Sultanın bu isteğini Mimar Sinan yerine getirir ve Topkapı Sarayının karşı kıyısına saraydan da görülebilecek şekilde Cihangir Camii’ni inşa eder. Zaman içinde camii etrafında gelişen semt te Cihangir adını alır. İşte bu semtin son yeşil alanı olan Roma ya da Sanatkarlar Parkı 20 Ekim sabahında Cihangir sakinlerinin çığlığıyla gündemimize girdi. Cihangir sakinleri Roma Parkına iş makinelerinin girdiğini, polisin civarda herhangi bir tepkiyi önlemek amacıyla önlem aldığını, eğer bu girişim engellenemezse bir yeşil alanın daha yapılaşmaya kurban gideceğini söylüyorlardı. O gün oluşan kamuoyu sayesinde bu yasadışı girişim engellendi. Yasadışı diyoruz çünkü bu çalışma için gelenlerin elinde burada çalışma yapabileceklerine dair herhangi bir belge bulunmamaktaydı. 25 Ekim tarihinde polis desteğiyle bir kez daha şanslarını denediler ancak mahalle sakinlerinin direnişiyle bir kez daha çalışma durduruldu. İstanbul I Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 27.10.2016 tarih ve 2204 sayılı kararı ile çalışmaların İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün denetiminde devam edilmesine karar verildi. Buna rağmen yine yasadışı olarak 1 Kasım günü iş makineleri parkta çalışmaya başladı. Halk devletin koyduğu yasaları bu yasaları ihlal eden devlete karşı uygulayarak çalışmaları bir kez daha durdurmayı başardı.
Hukuksuz uygulamanın ve ona karşı direnişin kısa kronolojisine baktıktan sonra şimdi de bölge halkının ısrarla belirttiği parkta arkeolojik kalıntı olduğu iddiasına bakalım. Kabataş’tan Karaköy yönüne seyahat ettiğinizde Roma Parkı’nın hemen altında bulunan alanın yıllardır demir levhalarla kapalı olduğunu görürsünüz. Bu bölgede 2013 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ek bina yapmak istemiş, bu bağlamda Arkeoloji Müzelerince yapılan kazı çalışmasında M.S. 6-7. yüzyıla tarihlenen Erken Bizans Dönemine ait bir hamam kalıntısı ve yine M.S. 4-5. Yüzyıla tarihlenen bir lahit ortaya çıkarılmıştır. 16 Aralık 2013 tarihli Radikal Gazetesi’nde bu keşfe dair yer alan haberde Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nden Arkeolog Aksel Tibet’in görüşlerine yer verilmiştir. Arkeolog Tibet “Yarımada dışında bilinen az sayıdaki Bizans kalıntılarından biri söz konusu. Kazılmayan bölümde toprak üstünde görebildiğimiz duvar ve tonozlar büyük olasılıkla hamamın dahil olduğu bir yapı kompleksine, manastır, büyük konut ya da köşke işaret ediyor” demektedir. Yine aynı haberde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız“Evet bir tane lahit çıktı. O lahit memleketin her tarafında dağ başlarında da var” diyerek rektörü olduğu üniversitenin adında bulunan “güzel sanatlar” ifadesinin hakkını vermiştir. Bahse konu alanın Roma Parkına doğru devam eden üçte ikilik kısmı ortaya çıkan statik sorunlardan dolayı kazılamamıştır. Bu konuda ilgili koruma kurulunun kararı beklenmektedir. 
Bölgede bulunan en eski yapı olan hamamın yanı sıra yine Roma Parkının yanı başında Bizans Döneminde Ste. Claire ve Aya Photini Kiliselerinin yer aldığı Metopon isimli bölgeye Fatih Sultan Mehmet’in padişahlığı sırasında top döküm merkezi olarak inşa edilen Tophane-i Amire Binası bulunmaktadır. Top döküm merkezlerinde yangın ihtimalinin her zaman yüksek olması nedeniyle yakınında büyük miktarda su bulundurma gerekliliğinden ötürü Roma Parkının bulunduğu alanda Osmanlı Dönemine ait sarnıç olduğu gerçeği tarihçiler ve arkeologlar tarafından dile getirilmektedir. Nitekim bölge sakinleri de iş makinelerinin çalışması esnasında bir sarnıca rastlandığını ve sarnıcın büyük oranda zarar gördüğünü belirtmişlerdir. Gerek hamam gerek sarnıç yapılarının su ile ilgili olmaları bölgede eski dönemlerde var olan bir su kaynağının bulunduğuna işarettir. Bu durumda aynı alanda yine su ile ilgili başkatarihi yapıların bulunması ihtimali oldukça yüksektir. Bununla birlikte iş makineleri çalışırken protesto eden yurttaşlar tarafından fotoğraflanarak sosyal medyada paylaşılan Osmanlı Dönemine ait günlük kullanım kapları, bölgede ev ya da işlik olarak kullanılmış başka yapılar da olabileceğini göstermektedir. 

İşte Büyükşehir Belediyesi böylesine önemli ve tarihi bir alanda “ben yaptım oldu” mantığıyla harekete geçmiş ve “kato” olarak tabir edilen büyük iş makinesiyle tarih ve kültür katliamına başlamıştır. Bahsi geçen iş makinesinin böyle bir bölgede bırakın kazı yapmasını üzerinde dolaşması dahi sakıncalıdır. Aracın tonajından dolayı yarattığı titreşimler toprak altında bulunan tarihi eserlere zarar verebilmektedir.
2009 yılında arkeolojik park ilan edilmiş olan Roma Parkında Büyükşehir Belediyesinin uygulamak istediği projeyi kural, hukuk, yasa tanımadan devreye koymasının en önemli nedeni ise yukarıda bahsedilen tüm gerçeklerden haberdar olmasıdır. Dünyanın en büyük belediyelerinden biri olan, kadrosunda arkeolog, sanat tarihçi ve mimarlar bulunduran belediyenin bölgenin bu tarihsel yapısından haberi olmadığının düşünülmesi en iyi bakış açısıyla saflıktır. İş makineleriyle bir sabah aniden başlayan çalışmaların nedeni burada bulunan tarihi yok ederek araziyi Arkeoloji Müzesine devretmek yani kısacası Arkeoloji Müzesine bulabileceği herhangi bir kalıntı bırakmamaktadır. 1,5 ila 3 metre arasında derinlikte yapılan kazılarla yok edilen tarih bunu doğrular niteliktedir. Açılacak olan davaların uzun süreceğini ve daha önce birçok örnekte görüldüğü gibi “yürütmeyi durdurma” ve “proje iptal” kararı çıkana dek yapmak istediğini yapacağını bilen belediye haksız olduğunu bile bile ve kamu kurumu değilmişçesine adeta bir özel inşaat şirketi gibi hareket etmiştir.
Büyükşehir Belediyesi sadece otopark alanına bir sosyal tesis yapacağını açıklamış olmasına rağmen projede parkın farklı alanlarında dört yeni yapı alanı olduğu ve bunların üçünün 2009 da arkeolojik park ilan edilmiş sınırların içinde kaldığı görülebilmektedir. 

Bütün bu bilgilerin ışığında:
1) Gezi Parkı protestolarının sürdüğü esnada 20 Haziran 2013 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş “Artık bir otobüs durağının yeri değiştirilirken bile halka sorulacak” açıklamasını yapmıştır. Bu açıklama doğrultusunda Roma Parkına yapılacak sosyal tesis ile ilgili olarak bölge halkının görüşünü almak amacıyla bir toplantı düzenlenmiş midir? Düzenlendiyse bu toplantı ne zaman ve nerede yapılmıştır?
2) Bölgenin tarihi ve kültürel özellikleri dikkate alındığında İBB kendi kurumları ile arkeolojik ve jeolojik fizibilite çalışması yapılmış mıdır? Böyle bir çalışma varsa kamuoyu ile paylaşılmış mıdır?
3) “İstanbul I Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 27.10.2016 tarih ve 2204 sayılı kararı ile çalışmaların İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün denetiminde devam edilmesine karar verildi.” İfadesi gereği 01.11. 2016 tarihinde iş makinesi ile yapılan kazı öncesinde Arkeoloji Müzeleri ile iletişime geçilerek arkeolog istenmiş midir? Eğer istenmediyse bunun nedeni nedir?
4) Bir kamu kurumu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başka bir kamu kurumu olan Koruma Bölge Kurulu’nun kararına uymamasının nedeni nedir?
5) Civarda bulunan Kılıç Ali Paşa Camii, Cihangir Camii, Tophane Çeşmesi, Tophane-i Amire Binası ve yapılan kazılarda ortaya çıkarılan erken dönem Bizans Hamamı bütünlüklü düşünüldüğünde yapılmak istenen sosyal tesisin bölgenin tarihsel ve kültürel dokusuna uygun olduğunu düşünüyor musunuz?
6) Burada iş makinesi ile hızla kazı yaparak müdahale edeceğini bildiğiniz müzeye tarihi kalıntılardan soyutlandırılmış bir alan bırakılmak istendiği iddia edilmektedir. Bu iddiaya katılıyor musunuz? Eğer katılmıyorsanız bir sabah vakti aniden polis desteğiyle kazıya başlamanızın nedeni nedir?
7) Bölgeye bir değil de dört sosyal tesis yapılacağı iddiası doğru mudur? Eğer doğru ise neden sadece otopark alanına bir adet sosyal tesis yapılacağı iddia edilmektedir?

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum