Abdullah Akçay yazdı: Muhasebe Ayı Ramazan…

Ülke gündemine ilişkin yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçelievler’in ünlü siyasetçilerinden Abdullah Akçay, “Muhasebe Ayı Ramazan” yazısıyla yine çok konuşulacak.

Abdullah Akçay yazdı: Muhasebe Ayı Ramazan…

Ülke gündemine ilişkin yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçelievler’in ünlü siyasetçilerinden Abdullah Akçay, “Muhasebe Ayı Ramazan” yazısıyla yine çok konuşulacak.

Abdullah Akçay yazdı: Muhasebe Ayı Ramazan…
28 Haziran 2016 - 16:28
Reklam

Ülke gündemine ilişkin yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Bahçelievler’in ünlü siyasetçilerinden Abdullah Akçay, Ramazan ayının önemi üzerinden önemli mesajlar veren bir yazı kaleme aldı. Ramazan ayının esaslarını ele alan ve yapılanlarla ilgili eleştirilerde bulunan Abdullah Akçay, “Muhasebe Ayı Ramazan” yazısıyla yine çok konuşulacak.

Muhasebe Ayı Ramazan
 “Allâhümme bârik lenâ fî Recebe ve Şaban ve belliğnâ Ramazan.Yâ Rabbi,bize Recep ve Şaban'ı mübarek eyle ve bizi Ramazan'a ulaştır.” diye duaya başladık.Recep,Şaban derken Ramazan ayına kavuştuk Elhamdülillah.Kolay değildi senenin en uzun ve en sıcak günlerinde oruç tutacaktık.Ama Allah (c.c) her zorluğun yanında birde kolaylık veriyordu.O sıcak günler birden adeta Hz.İbrahim'e ateşin ''Berden ve selame'' emri ilahisinde olduğu gibi serinledi ve serin bir şekilde Ramazan ayına girdik.Cenabı Hak bahane arayanlara adeta;işte havayı sizin için serin kıldım hadi artık bahaneyi bırakın ve nefsinizi öldürerek orucunuzu tutun diyordu.
Bir, iki derken sayılı günler geride kaldı ve Ramazan'ın son günlerine geldik. Ben Allah Rızası için oruç tutacağım dedikten sonra Allah bedene de dayanma gücü veriyor Elhamdülillah. Efendim çok zor diyenler de var elbette, ama zor olacak ki imtihan olsun kardeşim.
Hiç bir hastalığı olmadığı halde oruç tutmayan kardeşlerim; sıhhatiniz yerinde iken hiç değilse şu son günleri oruç tutarak geçirin ve Allah'tan affınızı dileyin. Bakın geçen sene sıhhati yerinde olup oruç tutan birçok kardeşimiz şimdi hastalıklarından dolayı oruç tutamıyor veya geçen sene oruçlu olup aramızda olan birçok tanıdığımız bu sene aramızda yok ölüp gittiler. Onun için fırsat elde iken kıymetini bilelim kardeşlerim.
Peygamber Efendimiz ''Ramazan ayına girdiği halde günahlarını bağışlatmadan Ramazandan çıkan kimsenin de burnu yerde sürünsün.'' buyuruyor. Ramazan'ın af ve mağfiret ayı olduğunu Allah'ın (c.c) Müslümanları affetmek için adeta sebepler yarattığını kadir gecesinin de bunlardan biri olduğunu unutmayalım.
Ramazan ayı esas itibarı ile;
1.Mübarek Kur'an ayı
Ramazan ayının bereketi, hem Sünnet olan Mukabele okuma ve dinleme ile hem de Müminlerin özellikle Ramazan'da hatim okuma alışkanlığı ile ilgilidir. Ama bunlar bizim yüzünden okuma dediğimiz alışıla gelen okumalardır. Esas olması gereken hiç değilse bir Ramazan ayında Mübarek Kuranı meali ile beraber okumaktır. Çünkü okumak anlamak, anlamak yaşamak, yaşamak ta yaşatılması için mücadele etmekten geçer. Elbette Mübarek Kuran'ın yüzünden okunması bile insanın ruh halini etkilemesi sebebi ile bir mucizedir. Ama esas olan meali hatta tefsiri ile beraber okumak Allah'ın emir ve yasaklarını öğrenip hayata geçirmektir.
2.Ramazan Muhasebe ayıdır.
İlk önce kendi nefsimizin muhasebesi ile başlar ki bu da maddi durumumuz olduğu gibi imanda, amelde, savunduğumuz fikir ve düşüncelerimizin sorgulaması ile de olmalıdır.
Nasıl ki bir yıllık maddi hesaplarımızdan bir yıllık kayıp veya kazançlarımız neticesinde durumumuzu görüyor ona göre yol haritası belirliyor isek, esas muhasebe yapmamız gereken İman ve amelde ki sorgulamamız olmalıdır. Geride bıraktığımız bir yıl içerisinde İmanımızın gereği olan amellerimizin ne kadarını yapabildik. Bu yaptığımız ameller Allah katında bizi kurtarabilecek mi?
Veya Amellerimiz bizi Allah'a yaklaştırdı mı yoksa uzaklaştırdı mı?
Hak ve batıl mücadelesinde her şeye rağmen hakkın savunmasında yer alabildik mi?
Bu muhasebelerden biri de İslam alemi ve tüm insanlığın bir yıl içerisinde ki durumu olmalıdır.Bu noktadan bakıldığında da İslam aleminde ve özellikle de Ortadoğu'da akan kan ve göz yaşı bir önceki yıla göre daha da artmıştır.Siyonistlerin bölgedeki planı tıkır tıkır işlemiş kardeş olması gereken Müslümanlar birbirlerine düşman edilerek oluk oluk kan akıtılmış,milyonlarca insan yer ve yurtlarından göç etmek zorunda kalmıştır.
Yine bir tarafta açlıktan ve yoksulluktan ölen insanlar varken diğer tarafta varlığını bunları sömürerek sürdüren emperyalistler ve kapitalistler iyice şişinmiş, semirmiştir.
Son olarak ta ülkemizin bir yıllık muhasebesini yaptığımızda gördüğümüz manzara hiç iç açıcı değildir. Basiretsiz idarecilerimiz yüzünden teröristler her türlü alt yapıyı tamamlamış terör yeniden can almaya başlamıştı. Kendi topraklarımızı yeniden savaşarak alıp bayrak asmak zorunda kalmıştık. Yine iç ve dış siyasette adeta can alıcı hatalar yapılmış, iç siyaset kişilere endekslenirken dış siyasette Yahudi ile mecburi dostluğa gidilmiştir.
Orta direk denilen ara sınıf yok olmuş alt ve üst diye iki sınıf oluşmuştur.
Ülkemizin içerisine düşürüldüğü durum ve vatandaşların halinin anlatılması bakımından ramazan erzağının dağıtımı buna en güzel örnektir.
*İlçenin ilçe başkanı dağıtılan devlet ve belediye yardımını övünerek anlatıyor.
-İlçemizde geçen yıl Ramazanda 5000 koli erzak dağıtmıştık. Bu sene 10 000 adet erzak dağıtıyoruz!
Erzağı alan Hüsnü Amca da
- Allah Razı olsun. Kışın kömürümüzü Ramazanda da erzağımızı veriyorlar diye dua ediyor.
*Ama içlerinden birisi de çıkıp; Ya hu sayın başkan geçen yıl 5 bin koli olan yardım sayısı bu sene 10 bine çıkmışsa demek ki sadece bu ilçede fakir sayısı iki katına çıkmış. Demek ki biz zenginleşmiyor gittikçe fakirleşiyoruz bunun sorumlusu kim? Bu gidiş nereye diye soramıyor!
*Rahmetli Erbakan Hocam Haim Nahum planını anlatırken onun bir maddesinin de köleleştirme olduğunu anlatırdı.
*Yani bölgedeki fabrikaları sat.
*Vatandaşın alın teri ile çalışıp kazanacağı bir tane iş yeri açma.
*Onları aç bırak, işsiz bırak, borca esir et.
Sonrada; Ramazanda erzak, fondan para ve kışın da kömür dağıtarak halkı kendine köle yap.
Ne diyelim Allah yönetenlere akıl ve insaf, kölelere de uyanış nasip etsin.
Yaklaşan Kadir gecemizin ve Mübarek Ramazan bayramının ülkemizdeki yanan ateşin sönmesine, kardeşliğimizin tesisine İslam âleminin birliğine ve tüm insanlığın saadetine vesile olmasını Cenabı Haktan niyaz ederim.
Allah'a Emanet Olun.
Abdullah Akçay

 


YORUMLAR

  • 0 Yorum